Muğla’nın Köyceğiz İlçesi’nde yaşayan ve devlet hastanesinde çalışan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. H. Atilla Özler, 1 buçuk yıl önce karaciğer yetmezliği tanısı aldı. Doktor kontrolünde günlerini geçiren Dr. Özler’in iki ay önce karnında sıvı birikmeye başladı. Sıvı miktarının artması üzerine takibinde olduğu Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç’a başvuran Özler’in sağlığına kavuşmasının ancak nakil ile mümkün olacağı söylendi. Nakil kararının alınmasının ardından Atilla Özler kadavradan organ bekleme listesine yazıldı, ama hiç umudu yoktu. Zira, nakil listesinde binlerce kişi vardı ve bu kadar kişi içinden kendisine bağış çıkması, imkansız gibiydi. Beklemek için zamanı da azalan Dr. Özler’e umut, eşi oldu. Gönüllü karaciğer vericisi olmak isteyen Seval Özler’e yapılan tahliller, bağışçı olabileceğini gösteriyordu. Doktorlar yaklaşık 3 ay içinde nakil yapılması gerektiğini belirttiler.
Köyceğiz’e dönen çift, bir ay bile geçmeden 4 Temmuz sabahı Acıbadem Kent Hastanesi’nden gelen “kadavradan karaciğer bağışı” müjdesi aldılar, duyduklarına inanamadılar! Apar topar İzmir’e gelen eşi ve Dr. Özler, Prof. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki, Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Rasim Farajov, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. Nakil sonrasında kendisini hızla toparlayan Dr. Atilla Özler, kadavradan karaciğer bağışı çıkmasını hiç beklemediklerini, eşinin verici olup bir süre daha geçtikten sonra birlikte ameliyat masasına yatmayı planladıklarını söyledi. Bağış organın kendisine yeni bir hayatın kapılarını açan büyük bir sürpriz olduğunu belirten Dr. Özler organ bağışı konusunda önemli mesajlar verdi.
“BAĞIŞ, HERKESİN YAPMASI GEREKEN BİR GÖREV”
Dr. Özler şöyle konuştu: “Hastaneden gelen telefonla bir şok yaşadık ama sonrasında hemen İzmir’e geldik. Operasyon gerçekleştikten sonra günden güne kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Bir doktor olarak her gün birçok hastanın hayata tutunması için çabalıyorum ama bu kez, hayatını kaybeden hiç tanımadığım bir kişi beni hayata bağladı. Acılı aileye minnettarlığımı iletiyor, sabırlar ve rahmet diliyorum. Ben yaşadıkça evlatlarının bir parçası da bende yaşayacak”
Nakli gerçekleştiren doktorlara teşekkür eden Dr. Özler, “İyiyim ve çok mutluyum. Organ bekleyen tüm hastalara bu şans nasip olsun isterim. Bir hekim olarak bu durumu yakından biliyordum ama hasta olarak deneyimlemek çok başka bir şey Hastaların ve hasta yakınlarının yaşadığı acıları şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Ülkemizde benim gibi organ bekleyen, üstelik canlı verici bulma şansı olmayan çok sayıda hasta var. Onların hayata tutunmasının tek yolu, kadavradan bağış olması. Organ bağışı çok önemli, herkesin yapması gereken bir görev, sosyal sorumluluk aynı zamanda. İşe yarayacak, birilerine can aşısı olacak ne organım varsa hepsini bağışlıyorum” dedi.
Organ bağışı konusunda duyarlı olduğunu ve 10 yılı aşkın süre önce tüm organlarını bağışladığını söyleyen Seval Özler de şunları söyledi: “Karaciğer bağışı çıktığı haberi verildi ve 4 saat içinde hastanede olmamız istendi. Bir heyecan ki size anlatamam. Saatlerle yarışıyor insan. Valizi nasıl hazırladık, nasıl yola çıktık hatırlamıyorum. Adeta uçarak İzmir’e vardık. Hastaneye geldiğimizde valizi bir açtık, o da ne; kışlık kazaklar çıktı. Bu yazın bu cehennem sıcağında kışlık kazak getirmişiz. Nasıl bir şok geçirdiysek artık! Böyle bir bağışı hiç beklemiyor, benim verici olacağım nakle hazırlanıyorduk. İkimiz bir ameliyatlı olup birbirimize bakmamız mümkün olmayacaktı. Bağış organ sayesinde ameliyat sonrası eşimin yanında, ona bakma şansım oldu. Bu şansı bize veren bağışçı aileye sonsuz teşekkür ediyor, acılarını paylaşıp sabır ve rahmet diliyorum. Ben de organ bağışçısıyım. Yıllar önce bağışladım, organlar toprak değil hayat olsun istiyorum. Bir organ bir hayat demek, eşim en güzel örneği. Başta Prof. Dr. Murat Kılıç olmak üzere tüm ekibe çok teşekkür ediyorum.”
Öte yandan meslektaş hastaları Atilla Özler’in nakil sonrasında hızla iyileştiğini belirten Prof. Dr. Kılıç, “Hastamıza eşi donör olmuştu. Ancak bu bağış sayesinde eşinin verici olmasına gerek kalmadı. Hekim olarak bizim de isteğimiz kadavradan bağışların artması ve canlı vericili nakilleri çok zorunlu olmadıkça yapmamak. Oysa ülkemizde, canlı verici nakil ön planda. Geçen yıl gerçekleşen 1500 civarında naklin yüzde 90’ı canlı vericili. Bu oranın tam tersi olmasını kadavradan bağışların yüksek olmasını istiyoruz. Hastamızın durumu iyi, ilerleyen günlerde daha da iyi olacak” dedi. (İHA)