“Zehirli guatr körlüğe neden olabilir” | Güney Gazetesi Mersin

“Zehirli guatr körlüğe neden olabilir”

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Leyla Batmaz, zehirli guatrın (hipertiroidi) körlüğe neden olabileceğini belirterek,

“Zehirli guatr körlüğe neden olabilir”


VM Medical Park Mersin Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Leyla Batmaz, zehirli guatr (hipertiroidi) hastalığı hakkında hakkında açıklamada bulundu. Hipertiroidinin tanımını yapan Batmaz, "Tiroit bezinin aşırı hormon üretmesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Tiroit bezi, boynun ön kısmında bulunan kelebek şeklinde bir bezdir ve metabolizmayı düzenleyen tiroksin ve triiyodotironin hormonlarını üretir. Bu hormonların kandaki seviyesinin aşırı artması vücutta metabolizma hızını anormal artırarak çok sayıda şikâyete sebep olur" diye konuştu.

Hipertiroidi belirtilerinin kandaki hormon seviyelerine göre değiştiğini, hormon düzeyleri arttıkça semptomların şiddetinin arttığını ifade eden Batmaz, sıklıkla görülebilecek semptomları, "Aşırı halsizlik ve yorgunluk, hızlı kalp atışı, aşırı terleme, elde titreme, kilo kaybı, sinirlilik ve anksiyete, uyku problemleri, bağırsak hareketlerinde değişiklikler, kadınlarda adet düzensizlikleri, aşırı kanama" şeklinde sıraladı.

 

HİPERTİROİDİNİN BAŞLICA NEDENLERİ

 

Hipertiroidinin başlıca nedenlerine değinen Batmaz, şöyle devam etti: "Graves hastalığı, hipertiroidinin en yaygın nedenidir. Otoimmün bir hastalıktır; bağışıklık sistemi, tiroit bezine saldırarak aşırı tiroit hormonu üretimine neden olur. Graves hastalığının özel belirtileri arasında ise graves orbitopatisi vardır. Göz küreleri belirgin şekilde dışarı doğru çıkar. Hastalarda gözlerde kuruluk, kızarıklık, yanma, batma, çift görme veya bulanık görme gibi şikayetler olur. Graves orbitopatisinde eğer önlem alınmazsa ve yeterli tedavi olmazsa, görme kaybı yani körlüğe neden olabilir. Toksik nodüler guatr: Tiroid bezinde bir veya daha fazla nodülün aşırı hormon üretmesi sonucu hipertiroidi olur. Tiroidit; tiroid bezinin iltihaplanması sonucu tiroid bezinde halihazırda depolanmış hormonların kana salınmasına bağlı geçici olarak aşırı hormon artışına neden olur. Aşırı iyot alımı; fazla miktarda iyot içeren besin veya ilaçların tüketilmesi tiroid bezinde aşırı hormon üretilmesine neden olur. Tiroit hormon ilaçlarının aşırı kullanımı; tiroid hormon replasman tedavisi gören kişilerin ilaçlarını yanlış veya fazla dozda kullanmaları."

Tanı konma sürecini anlatan Batmaz, "Tiroid otoantikorları; anti tiroglobulin (Anti TG), Tiroid peroksidaz antikorlari (anti-TPO), Anti-TSH reseptör antikoru. Tiroid ultrasonografisi; tiroid bezindeki nodül veya diğer yapısal anormallikleri değerlendirmek için kullanılır. Tiroid sintigrafisi; tiroid bezi radyoaktif iyot veya teknisyum kullanılarak görüntülenir" diye konuştu.

 

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

 

Hipertiroidi tedavisinin hipertiroidinin nedenine göre değişiklik gösterebileceğine dikkat çeken Batmaz, uygulanabilecek tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı: 

"Anti-Tiroid ilaçları; metimazol veya propiltiyourasil gibi ilaçlar, tiroid bezinde hormon üretimini azaltmak için kullanılır. Radyoaktif iyot tedavisi; radyoaktif iyot, tiroid bezini küçültmek ve hormon üretimini azaltmak için kullanılır. Bu tedavi genellikle kalıcıdır ve hipotiroidiye yol açabilir. Cerrahi müdahale; tiroid bezinin bir kısmının veya tamamının cerrahi olarak çıkarılması. Genellikle diğer tedaviler başarısız olduğunda veya tiroid kanseri riski varsa tercih edilir. Beta blokerler; kalp atış hızını kontrol etmek ve çarpıntı gibi semptomları hafifletmek için kullanılır, ancak tiroid hormon seviyelerini doğrudan etkilemez."

Erken tanı ile hastalığın kontrol altına alınabileceğini vurgulayan Batmaz, "Hipertiroidi ciddi bir sağlık sorunu olup, erken tanı ve uygun tedavi ile hastalık kontrol altına alınabilir. Belirtiler fark edildiğinde mutlaka endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları hekimine başvurulmalıdır" dedi. (İHA)