“Halkın sırtından yandaşları
daha ne kadar besleyeceksiniz?”

AKP iktidarının ekonomi politikalarını eleştiren CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, “Limon dalında 1 TL iken kulağını kapayan AKP hükümetine sesleniyorum. Şimdi limon 60 TL oldu. Çiftçimiz perişan, üreticimiz yok olmanın eşiğinde. Üç harfli market zincirlerini korumak uğruna, bu ülkenin tarımını bitiriyorsunuz. Çiftçiyi ezmekten ne zaman vazgeçeceksiniz? Halkın sırtından yandaşları daha ne kadar besleyeceksiniz? Bu ihaneti daha ne kadar sürdüreceksiniz?” dedi.

İLKAY ADALIOĞLU

CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Kanal 33’te yayınlanan Fatih Alkar’ın sunduğu Siyasetin Nabzı programında ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Halkın kendisini idare edenlere güvenmediğini belirten Dinçer, “Ekonomi batmış. Ne oldu da enflasyon yüzde 75’e çıktı? o da gerçek bir veri vermeyen TÜİK’in rakamlarına göre, ENAG, İTO gibi diğer bağımsız kuruluşların yaptığı enflasyon hesabı zaten bunları ikiye katlıyor. Biz şunu da görüyoruz zaten, fiili olarak yaşamda şu an yüzde 150 enflasyon var. İşçilere, memurlara verilecek maaşlarda bunlar dikkate alınacak diye, emekliye verilecek rakamlarda bunlar dikkate alınacak diye bu rakamı bastırarak düşük tutuyorlar. Ama siz ne kadar düşük tutarsanız tutun hayatın gerçekleri var” dedi.

Üreticinin yok olmanın eşiğinde olduğunu dile getiren Dinçer, alım fiyatlarının üzerindeki maliyetlere dikkat çekti. Dinçer, şu şekilde konuştu:

“Bugün bir ekmek 10 lira ve emin olun fırıncıyı kurtarmıyor. Bir bardak çay olmuş 10 lira, bir ulaşım olmuş 25 lira o da toplu taşımayla. Akaryakıt 40 lirayı geçmiş, bir köylü deposunu doldurmaya kalksa 5 bin liraya dolduruyor ve iki gün gitmiyor. Bugün Türkiye’ye bakın; dün adam kavunu çarptı yere tarlada kaldı. Karpuz tarlada kaldı, domates yollara döküldü yollarda kaldı. Bugün Mersin’in kırsal kesiminde üretilen şeftali 10 lira, maliyeti 30-40 lira. Maliyetinin dibinde şu an verilen fiyatlar. Şimdi bakıyorum ağaçlar sökülmeye başladı.

Nasıl limonlar dalında 1-2 lirayken, biz o zaman kürsülerden sesleniyorduk. ‘Gelin devlet olarak bir el atın, şu narenciyeye bir şey yapın, limonları 1-2 liraya dalında alan yok. İnsanlar dibine dökecek işçi tutacak, işçi parasını bile karşılayamıyor.’ O zaman herkes kulağını kapadı. Ne oldu, limon toplanmadı. Bugün dışarıdan limon getireceğim diye uğraşıyorsun, bu mu planlama?

Bir tarım bakanı ülkesinde üretilen ürünlerle alakalı planlama yapar, programlama yapar. Gerekirse çiftçiye destek olmak adına bu ürünleri alır, yiyemeyen fakire fukaraya da bir şekilde ulaştırır. Sosyal devlet bunu gerektirir.”