ELVAN KONUK
‘Yaşam Koleksiyoncusu’ ve ‘Kediyiz Haklıyız’ isimli kitapların Yazarı Elif Bahar, edebiyat yolculuğunu okurlarımız için anlattı. Yeni kitap projelerinin müjdesini de veren Bahar, yazarlık serüveninde çocuk kitaplarına ağırlık vereceğini söyledi.
Okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız?
E.B.: Öncelikle öğrencilerime ve okuyucularıma sevgilerimi göndererek başlamak istiyorum. Ben öğretmen-yazar Elif Bahar. Severek, isteyerek seçtiğim öğretmenlik mesleğimin yanında, kitaplara olan düşkünlüğüm ve çocukluğumda herkese anlattığım masallar ile okuduğum kitapların peşine takılıp yazar olmaya karar verdim. Çünkü yazar olmak benim hayalimdi ve aydınlık yarınlar için söyleyeceklerim vardı.
“Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım,” diyen Sait Faik’i çok iyi anlıyorum. Kitaplarını kucaklayarak öpen ve hikayelerdeki kahramanlar ile üzülüp sevinen, onlarla arkadaş olan bir çocuktum. Doğru sıralanmış sözcükler kalbimde yer buluyordu. Eros ’un oku gibiydi her biri. Sihrine inandığım kelimelere ve edebiyata o yıllarımda âşık oldum. Hayallerine doğru sevgiyle yürüyen biriyim. Umarım röportajımız keyifli ve bilgilendirici olur. Tanıştığım ve tanışacaklarıma selam olsun.
“ÇOCUKLAR KİTAPLARI ÇOK SEVİYOR, ONLAR SEVDİĞİ SÜRECE BEN DE YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Yazma yolculuğunuz nasıl başladı? Eserlerinizin ortaya çıkış sürecinden söz eder misiniz?
E.B.: Lise yıllarımda şiir ve kompozisyon yarışmalarında aldığım ödüller, yazdığım skeçler ile başladı yazma merakım. Bunda edebiyat öğretmenimin çok büyük katkıları var tabii. “Elif edebiyatçı olmalısın,” derdi. Daha sonra yazma yolculuğum, öğretmenlik kariyerimle paralel olarak gelişti diyebilirim. Sürekli öyküler yazdım. Düzenli olarak yazdığım günlüğüm vardı. Yazıp bir kenara bıraktığım roman ve hikayeler bana edebiyat öğretmenimin o sözlerini hep hatırlatmıştır.
Pandemi için evlere kapandığımız günlerde oğlum ’un “Anne senin yazar olmak gibi bir hayalin vardı,” diye başladığı cesaret verici konuşmasından sonra hikayelerimi toplayıp düzenlemeye başladım. İlk olarak sosyal sorumluluk projesi kapsamında çıkarılan “Kelimelerini Al Gel” adlı kolektif öykü kitabında benim de öyküm yayınlandı. Aynı yıl “Yaşam Koleksiyoncusu” adlı ilk romanım çıktı. Kahramanı idealist bir öğretmen olan romanımı öğretmenlerin ve on iki yaş üstü tüm öğrencilerin okumasını çok isterim. “Her insanda, insanlığın bütün halleri vardır,” diyen Montaigne gibi her öğretmende bütün öğretmenler vardır düşüncesiyle yazdım. Herkesin kendinden bir şeyler bulacağını umduğum ve keyifle yazdığım bu kitabımı keyifle okumalarını diliyorum.
Daha sonra çocuklar için yazmaya karar verdim. İlkokul öğrencilerine yönelik yazdığım ilk hikâye kitabım “Kediyiz Haklıyız” yaklaşık on ay kadar önce çıktı. Kitabı çocuklar çok sevdi. Okullardan imza ve söyleşi için davetler alıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Ellerinde pankartlarla ve yazdıkları çok hoş sloganlarla karşılıyorlar. Hep bir ağızdan “Kediyiz Haklıyız” diye bağırıp pankartlarını okumaları dünyalara değer. Aldığım davetlere heyecanla gidiyorum. Çocuklar kitapları çok seviyor, onlar sevdiği sürece ben de yazmaya devam edeceğim.
Çocuk kitapları yazıyorsunuz, öncelikle çocuğunuz var mı?
E.B.: Evet bir oğlum var. Onun çocukluk hallerini yazdığım günlüklerim, komşu çocukları ile sevgili öğrencilerim benim için bir kaynak oluşturuyor. Oğlumun ve öğrencilerimin çocukluğunun kokusu var her kitabımda diyebilirim. Bu çok büyük bir zenginlik benim için. Hiç konu ve karakter sıkıntısı çekmiyorum. Oğluma, onun arkadaşlarına, komşu çocuklarına ve öğrencilerime sevgiler buradan…
“ÇOCUKLARI HAYATA HAZIRLARKEN GÜLÜMSETMEK VE MUTLU ETMEK BİR ÖĞRETMEN OLARAK BANA DA KEYİF VERİYOR”
Çocuk kitabı yazmak için bir eğitim gerekiyor mu? Sizce nasıl bir dil kullanılmalı ve nelere dikkat edilmelidir?
E.B.: Çocuk kitabı yazmak için belirli bir eğitim şartı olmasa da çocuk gelişimi ve dil bilgisi konularında bilgi sahibi olmak işi kolaylaştıracaktır. Eğitimci oluşum bu anlamda bana avantaj sağlıyor. Yazarken kullanılan dilin sade, anlaşılır, doğru ve akıcı olması gerekir. Çocukların ilgisini çekecek konular ile öğretici unsurları içermeli. Çocukların okurken keyif almaları ve eğlenmeleri de çok önemli tabii ki. Onları hayata hazırlarken gülümsetmek ve mutlu etmek bir öğretmen olarak bana da keyif veriyor. Sonra empati yeteneği kazandırmalı ve hayal gücünü geliştirici olmalıdır. Ayrıca sakıncalı ifadeler içermemeli. Kendini ifade edebilme, eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi becerileri geliştirici nitelikte olmalıdır. Çocuk severse kitap okuma alışkanlığı kazanır. Yazdığım hikayeleri çocukların severek okuyacağını düşünüyorum.
Sizce ülkemizdeki çocuk yazarları çocukların diline, ruhuna inebiliyor mu? Size göre klasikleşmiş çocuk kitapları hangileri?
E.B.: Çocukların dilindin anlayan, onların ruhuna inebilen ve farklı tarzlarda yazarak başarılı olmuş çok sayıda yazarımız var tabii ki.
Klasikleşmiş çocuk kitapları arasında “Küçük Kara Balık” (Samed Behrengi) ile “Martı Jonathan Livingston” (Richard Bach) gibi eserleri örnek verebilirim. Türk edebiyatında ise Ömer Seyfettin önemli bir yere sahip. “Yalnız Efe” eseri unutulmazlar arasında.
“YAZARLIK YOLCULUĞUMUN BU AŞAMASINDA YENİ HİKAYELER VE YENİ SERÜVENLER İÇİN ÇOK HEYECANLIYIM”
Gelecek dönem projelerinizden söz eder misiniz?
E.B.: Bir çocuk kitabım çok yakın bir tarihte Masalperest Yayınlarından, beş seri olarak yazdığım bir başka kitabım da Beyaz Balina Yayınlarından çıkacak. Sevgili çocuklara bu müjdeyi buradan verebilirim. Gelecek dönemde de sosyal becerilerini ve duygusal zekalarını geliştirmeye yönelik yazmak istediğim projelerim var. Kitap sayfaları arasında sevgili çocuklarla buluşma hayaliyle çıktığım yazarlık yolculuğumun bu aşamasında yeni hikayeler ve yeni serüvenler için çok heyecanlıyım. Aynı heyecanı duyan tüm okurlarımın takipte kalmalarını isterim.
Son olarak eklemek istedikleriniz neler?
E.B.: Birbirini tamamlayan yazarlık ve öğretmenliğin, çocukların gelişimine katkı için fırsat olduğunu düşünüyorum. Küçük bir çocuğun hayatında büyük bir etki yaratan hikayeler yazmak sorumluluk gerektirir. Yazdığım her eserimin onların dünyasını güzelleştirmeye, zenginleştirmeye, sevgi, saygı ve dürüstlük gibi insanı insan yapan değerleri kazandırmaya yönelik olmasına özen gösteriyorum.
Yetişkinler için yazdığım ütopik roman dosyamı da yayınevlerine gönderdiğimi duyurabilirim. Birkaç yıl sonra yine yetişkinler için yazmayı planladığım bir roman düşüncem daha var. Ama genel olarak çocuklar için yazmak istiyorum. Okurlarıma ve beni destekleyen herkese buradan sevgiler, selamlar. Bir başka programda buluşmak dileğiyle ve sevgiyle.