“İlham kaynağım kültürüm<br>ülkem ve sevdiklerimdir” | Güney Gazetesi Mersin

“İlham kaynağım kültürüm
ülkem ve sevdiklerimdir”

Bir Leyla ve İki Hece kitaplarının yazarı Şair Leyla Koçak Oruç, şiirin edebiyattaki yeri ve eserleri hakkında konuştu.  Şiirde kalıcılık isteniyorsa yazılacak konuların ayrıntılarına kadar araştırılması gerektiğini dile getiren Şair, “Benim ilham aldığım kaynak kendi kültürüm, ülkem ve sevdiklerimdir” dedi.

“İlham kaynağım kültürüm<br>ülkem ve sevdiklerimdir”


ELVAN KONUK

Mersin’de yaşayan Şair Leyla Koçak Oruç, ‘Bir Leyla’ ve ‘İki Hece’ şiir kitapları ile okurlarla buluştu. Bugüne kadar birçok antolojide yer alan ve kendi şiirlerinin güftekarı olan Şair, edebiyata başlama serüvenini okurlarımız için anlattı.

 

Okuyucularımız için kendinizden bahseder misiniz?

L.K.O.: 1963 yılında Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesine bağlı Pınarhüyük ya da eski ve çevrede bilinen adıyla Fanfas köyünde dünyaya geldim. Elif ve Salman Koçak’tan doğma sekiz kardeşten biriyim. İlkokulu Hatay’ın Reyhanlı, Ortaokulu Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ve lise eğitimimi Siirt’in Pervari ilçesinde tamamladım. Üniversite eğitimim sırasında evlenip Almanya’ya yerleştim. Emekliliğin ardında ülkeme dönüş yaparak Mersin’e yerleştim.

2019 yılında ilk kitabım Bir Leyla’yı yayınladım. Yazdığım şiirler 2023’e kadar birçok dergi edebiyat sayfalarında yayınlandı, ayrıca TRT Çukurova Radyosunun çeşitli programlarına katıldım. Şiir FM’de ayın şairi seçildim. Şiirlerimin tamamına yakını çok özel sesler tarafından seslendirilerek online platformlarda yayınlandı. Birçok Antoloji çalışmasında yer aldım. İkinci kitabım İki Hece ise 2023 yılında yayınlandı. Azerbaycan’da şiirlerime yönelik yoğun bir ilgi oldu, bu sebeple çeşitli Antoloji kitabına katıldım. Şiirlerim burada yirmi kitapta yer aldı. Türkiye’de yedi Antoloji kitabına katıldım. 35 kadar şiirim değerli bestekarlar tarafından bestelendi.

 

Yazma yolculuğunuz nasıl başladı? İlk şiir anınızı hatırlıyor musunuz?

L.K.O.: İlk şiir yazmaya lise yıllarımda başladım. Sanırım lise birinci sınıftaydım. Öğretmenimizin edebiyat dersinde duygularımızı, amaçlarımızı, hayallerimizi yani aklımızdan geçenleri şiirlerle ifade edebileceğimizi söylemesi ve şiir yazmamızı önermesi üzerine ilk şiirimi yazmış bulundum ve okul duvarına asıldığını hatırlıyorum. Uzun bir aradan sonra 1995’te tekrar yazmaya başladım.

Tek başına bir korkuya dönüşmüş yargılar

Kapalı kapılar ardında

Sokağa çıkılsa sanki

Talan edilecek umutlar

Kısır kokuşmuş

Bükük belli yargılar

Tek başına bir korkuya dönüşmüş

Yürekler rahat değil

Dağlanmış, gözlerden ırak suskun

 

Bir genç kız vardı ailesi, çevresi her şeyine karışıp kısıtlıyorlardı. Bu durum beni çok etkilemişti ve bu satırları yazmıştım.

 

“TÜRK EDEBİYATINDA ŞİİRİN VAR OLUŞU VE GELİŞİMİ YADSINAMAYACAK KADAR ÖNEMLİ BİR YERE SAHİPTİR”

 

Edebiyat türleri arasında şiirin yeri konusunda ne düşünüyorsunuz?

L.K.O.: Şiirin çıkış noktası sözlü edebiyat kültürüdür. Yazıya geçildikten sonra kafiyeli, ahenkli oluşu ile sözsel olarak varlığını canlı tutar. Türk edebiyatında İslamiyet’ten önce de bazı ritüellerde ozanların söyledikleri bizim ilk şiir örneklerimizi oluşturur. Orhun abidelerini örnek verebiliriz.

Şiir geleneğimiz iki kısma ayrılır; Halk edebiyatı ve Divan edebiyatı. Türk edebiyatında şiirin var oluşu ve gelişimi yadsınamayacak kadar önemli bir yere sahiptir.

 

İlhama inananlardan mısınız? Şiir yazarken size ilham veren kişi ya da topluluklar var mı?

L.K.O.: İlham şairin duygularının yoğunlaştığı vakitlerdir. Lakin şiirde kalıcılık istiyor ve arıyorsak yazacağımız konuları ayrıntılarına kadar vakit ayırıp araştırıp, inceleyip yazmamız gerekiyor. Benim ilham aldığım kaynak kendi kültürüm, ülkem ve sevdiklerimdir.

 

Bugüne kadar yayınlanmış eserlerinizden bahseder misiniz?

L.K.O.: Bir Leyla kitabım 110 sayfa kadar serbest şiirlerden oluşuyor,2019’da yayınlandı. İki Hece Şiir kitabım 150 sayfa, hece şiirlerimden oluşuyor, 2023’de yayınlandı. Her iki kitabımın özelliği de hemen hemen aynı. Konu olarak özlem, aşk, ayrılık gibi duyguların lirik, epik ve tasavvufi bir dille anlatılmasıdır. Örneğin; evrenin oluşumu, varlık birliği gibi konuların dini mitoloji ile aktarılması.

 

Şiirlerinizin güftekarı olduğunuzu biliyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Müzik ve şiir arasındaki bağı nasıl yorumlarsınız?

L.K.O.: Şiirlerimiz bizlerin çocuğu gibidir, onların büyüyüp sahiplenilmesi, sevilmesi takdir edilmesi biz şairler için onur verici. Şiir yazmaktaki amacım tabi ki okunup özümlenmesi ya da bestekarların bestelemeye değer görüp müzik ile buluşturması. Alman Yazar Goethe ‘hiçbir lirik şiirin müziğe uyarlanmadıkça bir bütün olamayacağını’ belirtmişti. Birinin diğerini bastırmadığı birlikteliktir. İki Hece kitabımda 35 şiirimin güftekarı olmaktan gurur duyuyorum.

 

“ŞİİR YARIŞMALARINA PRENSİP OLARAK KARŞIYIM”

 

Yeni kitap çalışmalarınız olacak mı?

L.K.O.: Olacak tabi lakin biraz zaman alacak, duygularımızı şiire aktarmak çok zor. Üstelik sıradanlığın dışında metaforlar, benzetmeler, imgeler kullanmak gerekiyorsa daha da zorlaşır. Nasip olursa üçüncü kitabım ileride çıkacak.

 

Aldığınız ödüller varsa bunlardan söz eder misiniz?

L.K.O.: Şiir yarışmalarına prensip olarak karşıyım şimdilik. Halk ozanlarımız yarışmalara mı katılıyorlardı? Günümüzde yüzyıllar geçmesine rağmen hala dilimizde gönlümüzdeler.

 

Son olarak neler eklemek istersiniz?

L.K.O.: Beni okuyan gençlere kitap okumalarını öneriyorum, yalnızca şiir okusunlar demiyorum. Sanatsal olan faaliyetlere katılsınlar, gündemi takip edip ülkemizde ve dünyada neler oluyor nasıl şekilleniyor bu anlamda bilinçlensinler ve en önemlisi bilimin ışığında yol alsınlar.  Aksi takdirde karanlıkta kayıp olurlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü okuyup iyi anlasınlar.