ELVAN PEHLİVAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Konferansı'nın açılışında konuştu. Yaşanan büyük yıkım ve felaketlerin zamanla unutulduğundan söz eden Çakır, her bir kurumun, iş dünyasının, yerel yönetimlerden devlete, müteahhitlerden mimara, her bir vatandaşın bu konuda kendiyle yüzleşmesi ve sorunları yok saymaması gerektiğini söyledi.
Kentsel dönüşüm konusunda herkesin fedakârlık yapması gerektiğini dile getiren Çakır, “1999 depremi bize uyarı tokadı olmuştu. Unuttum. Daha sonra başka felaketler oldu. Yine unuttum. En son yaşadığımız ve asrın büyük felaketlerinden biri denilen, deprem felaketi yaşadık. Hem de yanı başımızda. Ekonomik zararını ölçtük. Ama insan kaybımızı nasıl ölçeceğiz canımızın değeri nedir? Yitirdiğimiz bu canların bedeli nedir? İstanbul'da beklenen deprem olursa Türkiye ekonomisinin yarısı yok oluyor deniyor. Böylesi bir depremde sadece maddi zarar mı yaşanır? Bu ülkenin yetişmiş, eğitimli, katma değer yaratan üretici, sanatçı, doktorundan, mühendisinden geleceğin teminatı gençlerimize kadar insanımızın da yarısı yok olmayacak mı? Bunun telafisi nasıl olacak? Ekonomi bir şekilde toparlanır. Zor da olsa toparlanır. Ama bu insan kaybının yaratacağı gelip kaç yüz yılda telafi edeceğiz? İnsanından başka zenginliği olmayan bir Türkiye için bunun bedeli ne olur Türkiye? Hani tarihimizde bir kuruluş felsefemiz vardı. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Ne oldu bu felsefeye? İnsanımızı korumak zorundayız” dedi.
“ÇALIŞMALARDA EN ÖNEMLİ MOTİVASYONUMUZ İNSANIMIZIN CAN GÜVENLİĞİDİR”
Depremle ilgili bina güçlendirmelerinden sigorta konusuna, yerel yönetim ve kamunun görevlerine kadar konferansta anlatılan her konunun başında insan olacağını belirten Çakır, “Mersin Ticaret Sanayi Odası olarak tüm toplumun bilmesini istediğimiz bir şey var. İşin ekonomik tarafı vardır. İşin kentsel dönüşümle ilgili firmalarımızın nitelikli hale getirme çabası vardır. Ama bu buluşma ve çalışmalarda en önemli motivasyonumuz insandır. İnsanımızın can güvenliğidir. Yaşanır, huzurlu, kaliteli bir kent yaratılmasına katkı koymaktır. Kentsel dönüşüm ve sürdürülebilir kentler sadece daha kaliteli beton, daha sağlam demir, daha estetik binadan ibaret değildir. Eğer insanı merkeze alırsak ve ortak akıl ile bir yol haritası hazırlarsak kentsel dönüşümle birlikte huzur, kalkınma ve özgürlük dönüşümü de olacaktır. Bu çalışmalar yerel kalkınma sürecinde sürdürülebilir bir kent temelinde hem yerel yönetimlere hem de makro kamu politikalarına yön ve destek verecektir aynı zamanda sektörün de hazırlık yapmasını sağlayacaktır. İnanıyorum ki bu buluşmalar kentsel dönüşüm ve sürdürülebilir kentlerin temelinde özellikle Mersin adına uygulanabilir, üzerinde uzlaşma sağlanmış bir yol haritası oluşmasına büyük kat verecektir” şeklinde konuştu.