ABİDİN YAĞMUR
Mersin/Aydıncık kıyılarında kurulmak istenen 34 balık çiftliğinin, 680 bin insanın foseptiğine eşdeğer bir kirlilik yaratacağını ifade eden Yıldız, “Bu ülkede aslında bazı konularda yasal problem yok. Mesela çiftliklerin kurulması konusunda ve bunların nasıl ruhsatlandırılacağına ilişkin bir problem yok. Bizdeki problem şu. Kurumları o kadar çok siyasallaştırdık ki kurumlar bir hukukla yönetildiğini unuttular. Yani siz eğitim kurumunu, sağlık kurumunu, ruhsat kurumunu, bilmem ne kurumunu bu kadar çok siyasallaştırırsanız, bu kadar çok siyasetin içine sokarsanız bir müddet sonra o kurumların kendisi bir hukuk dairesi çerçevesi içerisinde davranmak zorunda olduklarını unutuyorlar. Bir siyaset kurumunun çerçevesinde, dairesinde davranmak zorunda olduklarını zannediyorlar. Dolayısıyla bu balık çiftlikleri meselesi böyle bir şey. Dünyanın her yerinde var bu çiftliklerden. Bu ülkelerde böyle bir kirliliğe kesinlikle sebebiyet vermiyor. Ama biz bunu kanunda yazan şekilde ruhsatlandırmadığımız için, bunlara da göz yumduğumuz için, bu kurumları da siyasallaştırdığımız için bunlar bizim karşımıza bir problem olarak çıkmaya devam ediyor” dedi.
“DANA ADASININ DİBİNE BALIK ÇİFTLİĞİ KOYUYORUZ”
Balık çiftliklerinin kurulacağı alanlardan birini de Dana adası açıkları olduğunu, bölgenin tarihi ve doğal sit alanı olduğunu ifade eden Yıldız, “Normalde başka bölgede olsa gemiler belli hızın üzerine çıkamazlar. Ama gelip Dana adasının burnunun dibine balık çiftliği koyuyoruz. Tekrar söylüyorum. Bu balık çiftliklerinin tamamı realize olursa Mersin'de yaşayan insanın ürettiği foseptik kadar foseptik üretecekler. Bu kent bitirildi, deniz kirliliği açısından yaşanmaz bir şey olacak” dedi.