Etkinliğin açılış konuşması Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi ve Deniz Canlıları Müzesi Sorumlusu Prof. Dr. Deniz Ayas tarafından yapıldı.
Prof. Dr. Ayas, müzelerin geçmişte yaşamış olan ve mevcut toplumların bilim, sanat, biyoçeşitliliğe dair örnekleri saklamak, korumak, sergilemek, bu sırada ziyaretçileri bilgilendirmek amacıyla oluşturulan kurumlar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ayas “Arkeoloji, sanat, tarih, doğa tarihi, bilim, askeri müzeler gibi farklı amaçlar ile özelleşmiş müzeler olsa da, tüm müzeler koleksiyon oluşturmak ya da geliştirmek için benzer çabaları gösterirler.” dedi.
Prof. Dr. Ayas, Mersin Üniversitesi Deniz Canlıları Müzesi’nin de bir doğa tarihi müzesi gibi genel bir müze mantığı ile yönetildiğini, deniz canlılarının, fosillerinin ve jeolojik oluşumlarının, kısacası denizlere ait tüm malzemelerin saklandığı ve sergilendiği bir müzeye dönüşmeye başladığını kaydetti. Mersin Üniversitesi Deniz Canlıları Müzesi’nin tek görevinin sergi yapmak olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ayas, denizel canlıları korumak, bilimsel çalışmalar yapmak, ağırlıklı olarak öğrencilerden oluşan ziyaretçilerine doğa koruma bilinci kazandırmak için eğitimler, sergiler, konferanslar düzenlemek, etkinlikler gerçekleştirmek misyonunu üstlendiklerini söyledi.
“MERSİN’DE SANAT GALERİLERİNE İHTİYAÇ VAR”
Prof. Nurseren Tor, müzelerin bir kurum olarak sanat müzesinin oluşum sürecinde öncü bir rol oynadığını ve koleksiyonlar aracılığıyla araştırma, öğretim ve mesleki eğitimi geliştirmeyi teşvik ettiğini ifade etti. Prof. Tor “Sanat müzesi veya sanat galerisi, başta görsel sanatlar olmak üzere, her türlü sanat sergisinin gerçekleştirildiği mekânlara verilen ortak isimdir. Sanat müzeleri sadece kamu kuruluşlarında yer almaz aynı zamanda özel kuruluşlar veya vakıfların da sanat galerileri de olabilir. Mersin’de sanat galerilerine ihtiyaç var. Aslında çok sayıda tarihi mekân, bu amaçla restore edilip kullanılabilir” dedi.
Mersin kenti içerisinde bugün korunması gereken çok sayıda eserin bulunduğunu bu eserlerin korunması ve envanterinin tutulması için müzelere ve sanat galerilerine ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Prof. Nurseren Tor, manevi, sembolik, belgesel, dekoratif ve işlevsel amaçlar için yapılan ve görsel estetiğin ön planda olduğu eserlerin, kentin hafızasını oluşturduğunu ve bu nedenle bunların korunmasının kentin korumasıyla eşdeğer olduğunu belirtti.
Etkinlik sonunda Prof. Nurseren Tor’a, Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcımız Prof. Dr. Fahri Karayakar tarafından teşekkür belgesi takdim edildi. (Haber Merkezi)