Yüz yüze ve video konferans yoluyla gerçekleştirilen etkinlikte Mapuche, Amazon, Tayvan, Yörük ve Zapotek halklarıyla ilgili biyoçeşitlilik izleme deneyimleri üzerine yerli hakları savunucuları, girişimciler, akademisyenler ve koruma uygulayıcıları birer sunum gerçekleştirdi.
Konferansta Yörük kültürüyle ilgili bilgileri Mersin Üniversitesi Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. İmran Gündüz Alptürker katılımcılarla paylaştı.
Doç. Dr. İmran Gündüz Alptürker, “Yörük kültürünün en önemli unsuru olan hayvancılığın doğayla bütünleşmiş bir şekilde icra edilmesinde yaylacılık önemli bir yere sahiptir. Yörükler, ekonomik bir faaliyet olarak yürütülen hayvancılık etrafında gelişen bir kültür oluşturmuşlardır. Bu kültür hayvanlar ve onlardan elde edilen ürünlerin değerlendirilmesi esasına dayanan birçok somut olmayan kültürel miras unsuruna sahiptir. Hem tarımcı hem hayvancı, dolayısıyla üretici olan doğaya saygılı ve doğanın nimetlerini kullanabilen yörükler; iyi bir gözlemci, iyi bir veteriner, iyi bir bitki bilimci, iyi bir süt ve süt ürünleri uzmanı, iyi bir dokumacı gibi pek çok alanda birikim sahibi ve minimalist bir yaşam felsefesine sahiptirler” dedi.
“KÜLTÜREL MİRASIN 5 ŞARTINI İÇERİYOR”
“Yörük kültüründe ekonomik bir faaliyet olarak yürütülen hayvancılığın kışın kışlaklarda yazın ise “saman ve yem” yerine kekik biten keklik öten yaylalarda yürütülmesi hem sağlıklı et, süt ve süt ürünlerine sağlayacağı katkı hem de somut olmayan kültürel mirasın beş ana maddesi içerisinde yer alan unsurların korunmasına sağlayacağı katkı nedeniyle kıymetlidir” diyen Doç. Dr. Alptürker, “Yörük kültüründe; kekik, adaçayı, keçiboynuzu, alıç, menengiç, sumak, yabani armut, yabani erik gibi birçok bitki biyoçeşitliliği hem doğal ortamlarında görülmekte hem de mutfak kültürü ve sağlık alanında zengin bir kullanım alanı oluşturmaktadır. Ayrıca Yörük kültüründe hayvancılık faaliyetinde keçi önemli bir yere sahiptir ve keçilerin beslenmek için öncelikle çalıları ve yabani otları tercih etmesi mera toprağını tahrip etmeden; ot sınıfına giren bu bitkileri meralardan temizlemesi aynı zamanda toprağı gübrelemesi ile biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği için döngüye büyük katkı sağlamaktadır” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)