ELVAN PEHLİVAN
DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2025 Bütçesi’nin konuşulduğu plan ve bütçe komisyonunda iktidarın madencilik politikalarını değerlendirdi. Koca, “Akıl almaz maden saldırılarıyla karşı karşıyayız. Bugün bu madencilik faaliyetleri özellikle altın madenciliği memleketin taşına, toprağına, havasına, suyuna, dağına, tepesine, yeraltına, yerüstüne düşmanlık güdercesine saldırıyor. Zehir saçarak saldırıyor, ölüm saçarak saldırıyor. Maden şirketleri deyim yerindeyse girdikleri her yerde bu memleket açısından terör estiriyorlar. Emekçilere yönelik saldırılar bunların bir boyutu. En son İliç’te yaşanan maden katliamında bunu ne yazık ki bir kez daha hep beraber görmüş olduk. İşçilerin sağlıksız iş koşulları, son derece düşük yaşam kaliteleri ve kronik hastalıkları bitmek bilmiyor. Bu duruma karşı çıkan ve yalınayak meclise yürüyen Fernas Maden işçilerine bizzat sizin patron vekiliniz, milletvekiliniz tarafından reva görülen muamele aslında iktidarınızın işçi sınıfına bakışının bir aynası, bir özeti mahiyetinde ne yazık ki. Sadece işçi sağlığına değil halk sağlığına yönelik düşman bir faaliyetten söz etmek mümkün” dedi.
“ÇED RAPORLARINDA NE HİKMETSE BİR TANE BİLE OLUMSUZ KARAR YOK”
Maden şirketlerinin Türkiye’de inanılmaz ayrıcalıkları olduğunu vurgulayan Koca, devletin tüm organlarının bu şirketlerle iş birliği içerisinde olduğunu söyledi. Koca, “Maden yağmasına karşı taşına, toprağına, suyuna, memleketine sahip çıkan köylülere ise bu maden şirketlerine tanınan ayrıcalıkların tam tersine muazzam bir jandarma saldırısı, kolluk saldırısı, polis saldırısının olduğunu görüntülerden görüyoruz. Zaten hukuk denen şey bu memlekette kalmamış durumda, karikatüre dönüşmüş durumda ne yazık ki. Sadece kolluk güçleri iş birliği içerisinde onlara hizmet etmiyor ne yazık ki aynı zamanda yasalar da ÇED Raporları da kendilerine hizmet eder vaziyette. ÇED’ler neredeyse sermayenin talimatıyla çalışıyorlar. 2020’den bugüne kadar 123 altın madeni projesinin 122’sine ‘ÇED olumlu’ raporu verilmiş. Ne hikmetse bu böyle. Yine sizin iktidarınızın gözünün nuru olan Koza Altın 49 tane proje yürütüyor. Koza Altın Madenciliğin ÇED raporlarında yine ne hikmetse bir tane bile olumsuz rapor, karar yok. Bir diğer gözbebeğiniz Cengiz Holding ayrıcalıklara doymuyor. Kaz Dağları’ndaki talan oradaki yağma artık tüm dünyanın gözleri önünde sergileniyor. Ne uğruna bu talan yapılıyor? Bugün orada maden uğruna bir milyon ağaç kesiliyor, beton dökülerek bunlar yapılıyor. Daha önce Anagold, şimdi Cengiz Holding Kaz Dağları’nda bugüne kadar toplam 2 milyon ağacın canına kıydılar. Gerçekten çevreyi korkunç bir şekilde bu memleketi yağmaladılar, kirlettiler. Sadece yerli sermayeye peşkeş çekilen değil, uluslararası sermayeye peşkeş çekilen memleket gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Ülkemizin dört bir tarafı yeni açılan maden sahalarıyla yabancı sermaye tarafından yağmalanıyor” ifadelerini kullandı.
Maden şirketlerinin çevreye verdiği zararlara dikkat çeken Koca, “Bilimsel veriler üzerinden konuşacak olursak 1 ton ham altın için 5 milyon ton taş ve toprak parçalanıyor. Her bir ton ham altın için yaklaşık bin ton siyanür kullanılıyor. Üstelik son derece zehirli siyanürlü atıklar bertaraf edilmiyor. Milyonlarca tonluk zehirli atık havuzlarında tutuluyor. Atık havuzlarının nasıl defalarca çöktüğünü hep beraber gördük. Çökme yoluyla olmazsa zaten yağmur suyuyla yer altı sularına karışıyor bu zehirler. Tam da bu yüzden diyorum ki altın şirketleri yasal görünümlü birer haydut vaziyetinde. Siz de buradayken sormak istiyorum; siyanürlü altın madenciliği yapılan bölgelerden bizzat siz bir bardak su içebilir misiniz? bölgede ve etrafında yetişen bir meyveyi bir sebzeyi yiyebilir misiniz?” diye sordu.
“ÇED’ler sermayenin talimatıyla çalışıyorlar” |