ELVAN PEHLİVAN
Akdeniz’e bağlı Şevket Sümer Mahallesi’nde bulunan Yılmaz Güney Parkı önceki dönem Meclis kararıyla Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne yurt yapılması amacıyla 10 yıl süreyle bedelsiz tahsis edilmişti. Daha önce sosyal tesis olarak kullanılan alanın şimdilerde yurt olarak 35 öğrenciye hizmet vermesi tartışmaları beraberinde getirdi.
Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Nuriye Arslan, konuyla ilgili şu şekilde konuştu:
“Hepimizin derdi Akdeniz olmalı. Eğer amacımız bu halka hizmetse bizim burada siyaseten sıkıntılarımız yoksa birbirimizle samimi olacağız birbirimize karşı. Hizmete yönelikse eğer amacımız bizim görevimiz halklara hizmet götürmektir. Biz ilk gün demiştik genel siyaseti biz burada tartışmayacağız, tartıştırmayacağız. Ama ne yazık ki geliyor gidiyor AKP, CHP, HDP, MHP bilmem ne. Keşke bu belediyenin önüne bu dönemde konulan engeller daha önceki dönemlerde olmuş olsaydı bugün belki eleştiri almazdınız. Bakın haklı bir eleştiridir, bütün belediyelere kısıtlama geldi bu dönemde. Bunu eleştirmek diğer belediyelerin en tabi hakkıdır. Doğrudur yanlıştır tartışmıyoruz ama bu uygulama bu dönem hayata geçti ve haklı olarak diğer belediyeler bunu eleştirebilir. Bu eleştiridir, hakaret burada yok.
Bir önceki dönem meclis üyelerinden birkaç kişi varız burada. Bir arkadaşımız dedi ki kesin bilgi geldi bize 35 tane öğrenci var. Ben konuşurken dedim ki gelen bilgilere göre, teyit edilmemiş çünkü girmemize izin verilmiyor bizim alanımız olmasına rağmen, belediye eş başkanları olmamıza rağmen girmemize ne hikmetse izin verilmiyor. Biz HDP grubu olarak o zaman Akdeniz’de öğrenci yurdu açılsın, yapılsın diye bir önerge verdik, reddedildi. Ret gerekçesi de şuydu; Akdeniz bölgesinde üniversitelerin olmamasından kaynaklı öğrenci yurdunun olmasına gerek olmadığını belirterek reddetti. Külfetli gelecekti öğrenciye iki araç değişmesi, o nedenle biz bunu reddediyoruz dedi.
Yüzlerce kişiye hizmet edebilecek bir projeyi, varsayalım sadece 35 öğrenci olsun. 35 öğrenciye kapatmak gerçekten vicdani bir şey midir arkadaşlar? Orada aşevi vardı, açık düğün salonu vardı, orada kütüphane vardı, orada havuz vardı, okuma salonu olacaktı. Ciddi çok amaçlı bir projeydi ve biz ortak bir projeye karar verdik. Depremden önce biz gözaltına alındık onu meclisten geçirdiniz. Burada her şey kayıt altındadır. Şimdi samimi olalım derdimiz halka hizmetse orayı açalım aşevini hizmete geçirelim yüzlerce yoksul faydalansın. Dershaneye gidemeyen yüzlerce çocuğumuz gelsin kütüphaneden yararlansın. Orada yüzme havuzumuz vardı, çocuklarımız oradan yararlanamadı biz çocuklarımızı Toroslar yüzme havuzuna yolladık. Bu reva mıdır Akdeniz halkına? Siz diyorsunuz ya daha önce burası âtıl bir parktı ama bir parktı. Bir bina yapıldı ama şekilsel bir bina yapıldı, oranın halkı şekline mi bakacak yoksa faaliyetine mi önem verecek?”
