By The Marina Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Şahin, Mersin'in bulunduğu konum itibarıyla dünyanın en nadide ve natürel noktalarından birinde yer aldığını söyledi. Coğrafi özellikleriyle de öne çıkan Mersin'in, yaklaşık 320 kilometrelik sahil bandı ile tarihi ve kültürel miraslarının yanı sıra Kıbrıs Adası'na yakınlığı ve yeşil örtüsüyle insanlığa en büyük armağanlardan biri olduğunu vurgulayan Şahin, "Bu etmenlerin tümünü bir araya getirdiğimiz zaman avantajların uzun yıllardan bu yana Mersin'in lehine tam anlamı ile kullanılamaması üzüntü vericidir. Bu çerçevede düşünülünce Mersin'imizi hak ettiği noktaya getirmek, ona ev sahipliği yaptığı tüm bireylerin boynunun borcudur. Bizler de bu şehirde ve bu şehrin bize kucak açmasına karşılık hak ettiği değere kavuşması için mücadele sarf etmeliyiz. Bunları gerçekleştirirken bu kente gönül vermiş STK'lar, kurumlar ve bireyler bir arada uyumlu bir şekilde çaba sarf etmeliyiz. Bunun için de Mersin'de bir turizm platformunun olması şarttır. Bu kentimizin sınırları içerisinde ürettiği tarım ürünleri ile dünyayı doyururken, bu doyuma turizm açısından bir türlü ulaşamamakta, ulaşmayı bırakın yakınından dahi geçememektedir" diye konuştu.
Mersin'in kurtuluşunun 'tarım ve turizm' olmak üzere '2 T' formülünü yaşama geçirmekle mümkün olduğuna işaret eden Şahin, "2 T formülünün birinci ayağı olan tarımın gerek il gerekse ülke ekonomisine katkısı dolayısıyla Mersin'de önemli bir yeri olduğunu ifade etti. Tarıma gösterilen ilginin kazanç olarak geri dönüş yaparken, 2 T formülünün ikinci ayağı olan turizmin ise adeta görmezden gelindiğine işaret eden Şahin, "Valimiz Ali Hamza Pehlivan'ın turizm alanında verdiği büyük mücadeleden yola çıkarsak, her bir Mersin sakininin bu çabayı göstermesi gerekmektedir. Turizm İl Müdürümüz Hakan Doğanay'ın turizm alanındaki fedakarlıklarını görmezden gelmek mümkün değil. Bunlara kentte yaşayan bireyler olarak bizlerin de destek vermesi gerekiyor" dedi.
Turizmin gelişmesi açısından yerel dinamiklerin hayati önem taşıdığını vurgulayan Şahin, şöyle devam etti: "Burada en önemli vurguyu belediyelere ve kamu kurumları düzlemine değinerek dikkatlere sunmak isterim. Belediyelerimizin turizm başlığı ile oluşturacakları daire başkanlıkları veya birimleri soluklandırılmalı, yaşam verilmelidir. Bu birimler yatırımcılar ile sıkı diyaloglar kurmakla birlikte diğer kamu kurumları ile iletişim halinde gereken yatırım detaylarını, kontrolleri ve gelecekle ilgili vizyoner düşünceleri sunmalı, köprü olmalıdır. Kurumsal alanların dışında oluşturulacak duruşu net, kendi menfi çıkarlarını öne çıkarmadan, Mersin'in turizm alanında hak ettiği sıçramayı yakalatacak vizyoner, dürüst, yürekli iş insanları ile birlikte oluşturacakları turizm platformu ile organize hareket etmelidir. Bu kentin nimetlerinden yararlanan özel sektörün aslında ciddi anlamda bu kente katma değer sağlaması gerekiyor. Ve onlara her türlü kapının aralanmasını sağlayan turizm döngüsünü ciddi anlamda rehabilite edip, tedavi etmek için kolları sıvamaları ivedilik arz etmektedir. Bu nedenle öncelikle belediyelerde turizm daire başkanlıkları kurulmalı."
"MERSİN İLE ANTALYA ARASINDA NE FARK VAR?"
Şahin, Mersin'e bu yılın ilk 10 ayında 96 bin 731'i yabancı, 845 bin 505 turistin ziyaret gerçekleştirirken, aynı bölgedeki Antalya'ya ya çoğu yabancı olmak üzere 16 milyon 131 bin 487 turist ziyaret gerçekleştirdiğini vurgulayarak, "Burada soru şu; aynı bölge, aynı deniz, aynı kumsal, peki sıkıntı ne? Üstelik yanı başımızda Kıbrıs Adası varken. Turizm belgeli tesis, turizm işletme belgeli tesis sayısı dahil her alanda Antalya'nın Mersin'den 10 kat fazla yatırıma sahip olduğu da gözlenmektedir. Aynı deniz, aynı iklim, aynı hava ama 10 katından fazlası ziyaretçi sayısı. Burada ciddi bir gariplik söz konusu. Bu nedenle kentimizde turizmin geliştirilmesi için sıkı bir çalışma yürütmemiz gerekiyor" dedi. (İHA)