Toplantıda 85 milyonluk Türkiye nüfusunun yarısını kadınların oluşturduğunu kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Gökben Gökbulut, insanından başka zenginliği olmayan bir ülke olarak bu gücün yarısının etkin kullanılmadığını söyledi.
Yönetim Kurulunda Kadın Derneği gibi oluşumların kadının gücünü ortaya koyan çalışmalarını önemsediklerini kaydeden Gökbulut, “Bu ortamı birlikte hareket edecek bir güç birliği platformu olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
MTSO olarak kadınları 21’inci yüzyılın liderleri olarak gördüklerini vurgulayan Gökbulut, bu konuda sadece Odanın kendi projeleriyle değil, başka kurum ve kuruluşlarla ve STK’larla iş birliği halinde olduklarını söyledi.
Girişimci kadın sayısını, yönetim kurullarındaki temsilleri artırmanın, karar alma süreçlerinde daha fazla kadına yer vererek toplumsal kalkınmayı desteklemenin temel hedef olması gerektiğini belirten Gökbulut sözlerini, “Zenginlik ve kalkınma aynı şeyler değil. Ülkeler belki, kadınlarını hayatın çeşitli alanına entegre etmeden zengin olabilir ama kadınlarını yaşamın içine sokamayan, kadının gücünü yok sayan ülkeler kesinlikle kalkınamaz. Büyük Atatürk’ün 100 yıl önce koyduğu ve yarım kalan bu görevi tamamlamak adına erkeğiyle kadınıyla, tüm kurumlar olarak bu göreve hazırız” dedi.
Âdem ve Havva’dan bu yana iyiyle kötünün, siyahla beyazın savaş içinde olduğunu ifade eden MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Bucuge kadın hakları konusundaki kırılmanın Türkiye’de 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile yaşandığını hatırlattı.
“KADININ İŞ DÜNYASINDA OLMAMASI KADININ SORUNU DEĞİL”
YKKD Yönetim Kurulu Eş Başkanı Ayşe Burçak Güven, Müfide İlhan gibi bir rol modele sahip olmasının Mersin’e etkilerini değerlendirerek sözlerine başladı.
Mersin’in çok kültürlü bir yapısı olduğunu kaydederek, “Büyük bir zeka şehri” olarak tanımlayan Güven, “Şu anki sanayisi, ticareti, göçlerle baş etme şekli bunun güzel örneği. Biz bunu zenginleştirip çalışmalara kadın duyarlılığını, yeteneğini de katmaya geldik” ifadelerini kullandı.
İş dünyasında kadının varlığından, yeteneklerinden yararlanılmamasının bir kadın meselesi olmayıp bunun toplum, ekonomi, sanayi, ticaret meselesi olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Güven, etkin yeteneklerin iş dünyasına dahil edilmemesinin kadınların değil erkeklerin sorunu olduğunu ifade etti. Güven, kadın ve erkeğin karar merciinde yan yana oturması durumunda daha vicdanlı, karlı, etik, şirket değerini yükseltici kararlar ortaya çıktığını belirtip bundan vazgeçilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
“KADINLARA YÜZDE 30 KOTA GETİRMEK YERİNE, ERKEKLERE YÜZDE 70 ÇITASI KOYMAK GEREK”
YKKD Yönetim Kurulu Başkanı Hande Yaşargil ise konuşmasına konuyu netleştirmek adına ortaya koyduğu rakamlarla başladı.
2011’de Türkiye’de halka açık şirketlerde kadın temsilinin yüzde 11 olduğunu belirten Yaşargil, bunun kabul edilemez bir rakam olduğunu söyledi.
Yapılan tüm çabalara rağmen rakamın halen yüzde 18’e dahi çekilememiş olduğunu belirten Yaşargil, çözüm olarak sistematik bazı değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etti. Kanunlarla desteklenmediği sürece kadın ve erkeğin dünyanın hiçbir yerinde eşit olamadığını vurgulayan Yaşargil, Avrupa’daki ülkelerin de üst düzey yönetimdeki kadın temsil oranının Türkiye ile benzer seviyelerde olmasına rağmen çıkarılan yasalar sonrasında bugün yüzde 33-35’lere yükseldiğini bildirdi.
“Eğer gerçekten seçim sistemleri doğru ve adil olsaydı kadınlar sadece yüzde 10’larda kalabilir miydi?” sorusunu yönelten Yaşargil, “Toplumda yeteneğimiz eşit. Demek ki sorun kadında değil, sistemde. Kadınları geliştirmek ayrı bir konu ama önce sistemi düzeltmemiz gerekiyor. Çözüm olarak kota getirilmesi güzel, destekliyoruz ama yüzde 30 kadın kotası doğru değil, erkeklere yüzde 70 çıtası koyuyoruz demeliyiz. Erkeklerin çıtayı aşması karar mekanizmasını sağlıksız hale getiriyor” değerlendirmesini yaptı. (Haber Merkezi)