ABİDİN YAĞMUR
2024 yılı aralık ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte kamu emekçilerinin 2025 yılı ilk 6 ayı için maaş zammı yüzde 11.54 oldu. Açıklanan zam oranına tepki gösteren kamu emekçileri bir günlüğüne iş bıraktı. Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikalar basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı okuyan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Kemal Göçmen, kamu emekçileri olarak, toplumun diğer kesimleri gibi, artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret zamları karşısında yoksullaşmaya mahkûm edildiklerini söyledi.
Ekonomik krizin her geçen gün derinleştiğini ifade eden Göçmen, “2025 yılını yüzde 30’luk asgari ücret zammının yanı sıra, kamu emekçileri ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54; işçiler ve işçi emeklilerine reva görülen yüzde 15,75’lik sefalet zamları ile karşıladık. 1 Ocak’tan itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. 2025 bütçesine göre attığımız her adımda ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur” dedi.
“TÜM EMEKÇİLER İÇİN İNSANCA YAŞANABİLİR BİR ÜCRET VE ADİL BİR GELİR DAĞILIMI İSTİYORUZ”
Enflasyon karşısında eriyen maaşların en temel ihtiyaçları dahi karşılayamadığını ifade eden Göçmen, kamu emekçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:
“Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz.
Eşit işe eşit ücret talep ediyoruz.
Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79 bin liraya çıkartılmasını talep ediyoruz.
Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkânsız hale getiren kira fiyatlarına karşı, güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz
Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz.
İşyerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz.
Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz.
Seyyanen zamların, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz.
Kamu kaynaklarının “müşteri garantili” projeler için değil, halk için kullanılmasını talep ediyoruz.
Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi ve 1. vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve sabitlenmesini istiyoruz.
Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz.
Özetle; savaşa, ranta, faiz ödemelerine, sermayeye teşvike değil, halk için toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe talep ediyoruz.”