Petrol boru hattı projesine Bakanlık onay vermedi | Güney Gazetesi Mersin

Petrol boru hattı projesine Bakanlık onay vermedi

Adanalıoğlu Mahallesinde Petrol Ürünleri Pazarlama A.Ş. tarafından yapılması planlanan ’’Akaryakıt Dolum ve Depolama Tesisi, Boru Hattı Kapasite Artışı ve Dolfen/Platform Yapım’’ projesine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından onay çıkmadı. ÇED sürecini sona erdiren Bakanlık, proje alanının turizm ve tarım alanlarına yakın olmasına, deniz kaplumbağalarının zarar görmesi riskine ve proje alanının Mersin Limanının demirleme alanına yakın olmasına dikkat çekti.

Petrol boru hattı projesine Bakanlık onay vermedi


ABİDİN YAĞMUR


Petrol Ürünleri Pazarlama A.Ş Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu Mahallesi sahil kesiminde 3 adet petrol boru hattı, 12 adet bağlama dolfeni, 8 yaslanma dolfeni, 2 yükleme platformu, 4 adet LPG tankı ve 2 adet akaryakıt tankı ihtiva eden proje için ÇED sürecini başlatmış, yöre halkının ve çevre örgütlerinin tepkileri üzerine ÇED halk bilgilendirme toplantısı yapılamamıştı.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Adanalıoğlu ve yöresinde yaşayanların endişeyle izlediği projeyle ilgili olarak farklı kurumlardan görüş istedi ve ÇED sürecini sonlandırarak mahalle halkını umutlandırdı.

 

DEMİRLEME SAHALARINN BİRBİRİNE YAKIN OLMASINA DİKKAT ÇEKİLDİ

 

Bakanlık, söz konusu projenin ÇED raporuna olumsuz görüş verilmesinin gerekçelerini şöyle özetledi:

“Mersin Tarsus KTKGB sınırları içerisinde nitelikli turizm tesis alanlarının oluşturulması amacıyla onaylanan planlar uyarınca gerçekleştirilen turizm tahsisleri ile birlikte otel, tatil köyü, spor alanları, golf alanları, günübirlik alanlar gibi turizm faaliyetlerinin bulunduğu yaklaşık 10.000 yatak kapasitesini içeren bölgeye ilişkin olarak söz konusu proje alanının kara tarafında Mersin Tarsus KTKGB'ye yaklaşık 450 metre mesafede 4 adet LPG tankı ve deniz tarafında ise boru hattı ile dolfen/platform sisteminin yapılmasının bölge bütününde sürdürülen turizm faaliyetlerini olumsuz etkileyeceği, 1/100.000 ölçekli Mersin-Adana Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planında proje alanının kıyı ve deniz tarafının korunan alan statüsünde olduğu, deniz tarafının ise deniz kaplumbağaları üreme ve koruma alanı olarak belirlendiği, /50.000 ölçekli Adana-Mersin-Hatay Bütünleşik Kıyı Alanları Planında Kazanlı Planlama Bölgesi kapsamında 1/B Alt Bölge sınırları içinde öncelikli tesisler arasında sadece Rekreaktif Amaçlı İskele kararının bulunduğu, bahsi geçen faaliyetlere yönelik herhangi bir plan kararı bulunmadığı, ÇED Başvuru dosyasındaki yapılması planlanan tesise yönelik hazırlanmış olan vaziyet planının ve Limanlar Yönetmeliği eklerinden olan Mersin Bölge Liman Başkanlığı Liman İdari Saha Sınırları içerisindeki demirleme sahalarının birlikte incelenmesi neticesinde yapılması planlanan platformun demirleme sahası sınırlarına çok yakın olması nedeniyle seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve çevre güvenliği açısından sakınca teşkil ettiği, proje alanının Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 12.12.2022 tarih ve 673 sayılı Kararı ile onaylanan Mersin İli, Akdeniz-Toroslar-Yenişehir-Mezitli İlçeleri 2 Etap 2. Bölge 1/5000 ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planı sınırları içerisinde olup ''Tarım Alanı'' olarak planlı olduğu ve 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Hükümleri doğrultusunda projenin yapılmasının uygun olmadığı bildirilmiştir. Bu itibarla, 3 adet boru hattı, 12 adet bağlama dolfeni, 8 yaslanma dolfeni, 2 yükleme platformu, 4 adet LPG tankı ve 2 adet akaryakıt tankı ihtiva eden Akaryakıt Dolum ve Depolama Tesisi, Boru Hattı Kapasite Artışı ve Dolfen/Platform Yapım projesine ilişkin ÇED süreci sonlandırılmıştır.”

 

GEREKÇE ÇEVREYE DUYARLILIK MI, LİMAN POLİTİKALARI MI?

 

Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Sinan Can, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının kararını değerlendirdi.

Can, “Projenin iptal edilmesinin gerekçeleri arasında Mersin Bölge Liman Başkanlığının liman idari saha sınırları içerisindeki “Demirleme Sahalarının” planlanan platformun demirleme sahası sınırlarına çok yakın olması nedeniyle seyir emniyeti ile can, mal, deniz ve   çevre güvenliği açısından sakınca teşkil ettiği görüşü de var. En nihayetinde her iki unsur ile birlikte şu soruyu sormak gerekir: Projenin iptal olma sebebi olarak çevreye verebileceği zarar mı yoksa vazgeçilemeyen liman politikaları mı göz önüne alındı” dedi.