53 bin 319 kişi öldü, bir kişi bile istifa etmedi! | Güney Gazetesi Mersin

53 bin 319 kişi öldü, bir kişi bile istifa etmedi!

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “Bu ülkede 22 yılda 53 bin 319 kişi öldü, bir kişi bile istifa etmedi. Ölüm saçan patronlar, AKP müteahhitleri dışarıda. Bakanlar, bürokratlar hesap vermiyor. Ama adalet isteyenler, evladını kaybeden anneler, madenci haklarını savunanlar yargılanıyor. İşte AKP’nin adalet düzeni budur” dedi.

53 bin 319 kişi öldü, bir kişi bile istifa etmedi!


ABİDİN YAĞMUR

 

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, tren kazaları, büyük yangınlar, madenci katliamları gibi kamuoyu vicdanını yaralayan olaylara adı karışan bürokratların, müteahhitlerin yargılanmadığına dikkat çekere son yıllarda yaşanan skandalları derledi.

Gülcan Kış, “Bu ülkede 22 yılda, resmi rakamlara göre 53 bin 319 vatandaşımızı kaybettik. Maden kazaları, tren faciaları, yurt yangınları, depremler, seller… Ancak bu ölümler birer kader değildi, göz göre göre geldi. Bu ölümlerin ardından, suçluların hesap vereceği bir adalet düzeni değil, AKP’nin iki yüzlü adalet sistemi devreye girdi. Suçsuz insanlar tutuklanırken, felaketlerin gerçek sorumluları elini kolunu sallayarak dışarıda gezmeye devam etti. Soma’da 301 madencimiz öldü. Maden sahipleri ve yöneticileri birkaç yıl yatıp serbest kaldı, dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ve AKP’nin bürokratları hesap vermedi. Üstelik madenciyi tekmeleyen Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel, Frankfurt’a ateşe olarak atandı, şimdi de TFF’de koordinatör. Peki bu davada madencinin hakkını arayan Can Atalay’a ne oldu? Hatay’dan milletvekili seçilmesine rağmen hâlâ cezaevinde” dedi.

Çorlu tren kazasının ardından dönemin bakanlarına, bürokratlarına dokunulmadığını ifade eden Gülcan Kış, kazada evladını kaybeden Mısra Öz hakkında ise da açıldığına dikkat çekti.

 

“BU DÜZEN DEĞİŞECEK”

 

Gülcan Kış, “6 Şubat’ta 53 bin insanımızı kaybettik. Devlet yoktu, AFAD yoktu, Kızılay çadır sattı. İhaleler yandaşlara gitti, binalar kum gibi dağıldı, binlerce insan enkaz altında öldü. Hastaneler çöktü, çürük binaların müteahhitleri serbest bırakıldı, devlet ihaleleri alan AKP’ye yakın şirketlere dokunulmadı. Peki dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ne yaptı? İstifa mı ettiler? Hayır. Sorumluluk mu aldılar? Hayır. Koltuklarına sıkı sıkı tutundular. Ve son olarak Bolu’da 78 vatandaşımız öldü, 35 çocuğumuz toprağa verildi. 30 aile yok oldu. Devlet ne yaptı? Önce belediyeyi suçladı, sonra İl Özel İdaresi’ni sorumlu tuttu! Ama Turizm Bakanlığı’nın yetkisinde olan otelin, bakanın sahibi olduğu ETS Tur tarafından listelendiği ortaya çıktı. Yine kimse istifa etmedi, kimse yargılanmadı. Bütün bu felaketlerin ardından AKP’nin adaleti hep aynı şekilde işledi. Ölüm saçan patronlar, AKP müteahhitleri dışarıda. Bakanlar, bürokratlar hesap vermiyor. Ama adalet isteyenler, evladını kaybeden anneler, madenci haklarını savunanlar yargılanıyor. İşte AKP’nin adalet düzeni budur. Türkiye’de bir felaket olduğunda, ilk ceza gerçekleri söyleyen gazetecilere, adalet isteyen avukatlara, evladını kaybeden annelere kesiliyor. Suçlu AKP’ye yakınsa ceza almıyor, AKP’li bir bakan, müteahhit ya da bürokratsa bırakın yargılanmayı, ödüllendiriliyor. Bu düzen değişecek. Bu çürümüş düzeni değiştirmek için, adaleti savunan herkesin yanında olacağız. Türkiye’de gerçek adalet sağlanana kadar mücadelemiz sürecek” ifadelerini kullandı.