ABİDİN YAĞMUR
Mersin, Adana ve Hatay’daki Alevi örgütleri geçtiğimiz hafta ortak açıklama yaparak Suriye’de yeni kurulan HTŞ rejiminin Aleviler başta olmak üzere farklı inanç ve etnik grupları hedef alan katliam girişimlerini kınamıştı.
Suriye’den özellikle Lazkiye bölgesinden yeni gelen katliam girişimi haberleri bölgede endişeyle izlenirken Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’den bir açıklama geldi.
Vahap Seçer, “Suriye’nin Lazkiye kentinde meydana gelen çatışmalar ve sivillere yönelik saldırılar sonucu masum insanların hayatını kaybetmesi, insanlık adına derin bir acı ve kaygı kaynağıdır. Mezhepsel ya da etnik kimlik kaynaklı sivillerin hedef alınması kabul edilemez. Bu saldırıların bir katliama dönüşme ihtimali başta akrabalık ilişkisi olan bölgemizdeki vatandaşlarımızı endişeye düşürmektedir. Bu tür saldırılar yalnızca bölgedeki çatışmayı daha da derinleştirir ve halklar arasındaki yaraları büyütür. Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere uluslararası tüm tarafları sivil halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması adına acilen sonuç alıcı girişimlerde bulunmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
GÜLCAN KIŞ: VAKİT GEÇİRMEKSİZİN HAREKETE GEÇİLMELİ
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış da konuyla ilgili açıklamasında şunları kaydetti:
“Suriye’nin Lazkiye kentinde süregelen çatışmalar, başta Alevi yurttaşlar olmak üzere sivilleri hedef alıyor. Masum insanların sistematik şekilde katledilmesine sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır! Türkiye, bu insani krize karşı daha aktif bir diplomasi yürütmeli, sivil kayıpların önlenmesi için somut adımlar atmalıdır. Bölgedeki akrabaları için endişelenen vatandaşlarımızın sesini duyuyor ve bu vahşeti kınıyorum. İnsanlık onurunu savunmak, hepimizin sorumluluğudur. Yetkilileri, gecikmeksizin harekete geçmeye çağırıyorum.”
EMEP: KINIYORUZ
Emek Partisi Mersin İl Örgütü de konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Suriye’nin sahil kesimindeki Aleviler ile HTŞ yönetimi arasında yaşanan şiddetli çatışmalar bugüne kadar HTŞ güzellemesi yapan Erdoğan iktidarı yanlısı ya da kimi liberal yazarların çizdiğinden farklı bir Suriye tablosuyla karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyuyor. Bugün HTŞ yönetimi, bölgedeki etnik-dinsel-mezhepsel gerilim ve çatışmaları sömürü ve yağmanın dayanağı olarak kullanan ve bu amaçla kendisini yönetime getiren emperyalistlerin ve bölge gericiliklerinin bir ‘aleti’ olmanın ötesine gitmiyor. Suriye’de fiili bir bölünmeye yol açan bu politika karşısında sadece Kürtlerin, Dürzilerin ve Arap Alevilerin değil; Sünni Arap çoğunluktan yoksul-emekçi halkın da barış içinde ve güvenli bir şekilde birlikte yaşayacakları demokratik bir ülke için dayanışmayı duygularımızı iletiyoruz. Kadınlara, farklı ulus ve mezheplere yönelik baskı ve şiddet uygulamalarını kınıyoruz
