“Barışı örgütleyelim” | Güney Gazetesi Mersin

“Barışı örgütleyelim”

Mersin’de Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları’nda konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, “Kürt meselesinin çözümü iç siyasi kavgalardan daha büyüktür. İç siyasi tartışmaların üstündedir. Yüz yıllık bir meselenin çözümünde anlaşmaymış, ittifakmış, biri faydalanacak, biri zarar görecek tartışmasının dışındayız. Böyle bir gündemimiz yok. Bu çağrı çok büyük bir olanak. Hep birlikte bunun gereklerini savunarak örgütleyelim, yani barışı örgütleyelim” dedi.

“Barışı örgütleyelim”


ELVAN PEHLİVAN

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, ‘Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları’ kapsamında Mersin’e geldi. Kongre Merkezinde partililerle buluşan Beştaş, barış süreciyle ilgili soruları yanıtladı. Buluşmaya DEM Parti Mersin Milletvekilleri Ali Bozan, Perihan Koca ve DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen de katıldı. Beştaş, “Kürtler bu topraklarda kendi ortak vatanlarında özgürce yaşamak istiyor, kendi kimliğiyle yaşamak istiyor, diliyle yaşamak istiyor ve kültürünü de dilini de kimliğini de yaşamsal anlamda önemsiyor. Peki ne oluyor bunlar karşısında hala yasaklar var. Hala Anayasada anadilde eğitim yasak. Biz Kürt olmak istiyoruz. Kendimizi kimliğimizi tanımlayarak onu savunarak yaşam olamıyoruz” dedi.

 

“KÜRT MESELESİ ÖZGÜR İFADEYLE ÇÖZÜLÜR. KONUŞMAMIZ LAZIM HER ŞEYDEN ÖNCE”

 

Kürt toplumunun barış, demokrasi ve çözüm talebi için hep mücadele ettiğini vurgulayan Beştaş, şu ana dek bu taleplerin karşılanmadığını söyledi. Beştaş, “Öcalan 1993’te ilk barış çağrısını yaptı, ateşkes oldu ve 1993’ten bu yana hep barış dedi aslında, 1999’da yakalandıktan tutuklandıktan sonra da 2013-15 yılları arasında da ve işte en son bu dönem ekimden sonra başlayan tartışmalarda da yine içeriğinde nüanslar farklı olsa da aslında her zaman çözüm, diyalog, barış, demokratikleşme temelli çağrıları oldu. Bizler gerek HDK gerek HDP aslında demokratik siyaset alanını büyütmek, kanalları açmak, sorunun çözümünün mecliste olması için, demokratik bir dönüşümü, anayasal bir dönüşümü, yasal bir dönüşümü ve fiili yaşamdaki dönüşümü hep savuna geldik. Barış mücadelesi, barışı kazanma mücadelesi ya da demokrasi mücadelesi Bahçeli’nin çağrısıyla ya da iktidarın bu döneme yaklaşımıyla yeni oluşan bir şey değil. Meclisten bizi takip edenler ya da biraz partiyi izleyenler aslında bu konuda sayısız konuşmamız olduğunu bilirler. Hep aynı şeyi savunduk, Kürt meselesi diyalogla çözülür. Kürt meselesi siyaset kanallarının açılmasıyla çözülür. Kürt meselesi özgür ifadeyle çözülür. Konuşmamız lazım her şeyden önce, konuşma özgürlüğü lazım. Basit bir şey gibi gelebiliyor ama şu anda insanlar konuşamıyor. Özgürce konuşamıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“ÇAĞRININ GEREKLERİNİN DE YAPILMASI GEREKİYOR, ADIMLARIN ATILMASI GEREKİYOR”

 

Barış çağrısının çok büyük bir olanak olduğunu belirten Beştaş, barışı kazanmak için herkese büyük görevler düştüğünü dile getirdi. Beştaş şu şekilde konuştu:

“Geldiğimiz aşamada farklı bir siyasal ve tarihsel iklimdeyiz şu anda. Türkiye’nin aslında bugüne kadar hep farklı bir savunu içerisinde olan partisi liderinin çağrısıyla İmralı’da uzun süredir devam eden tecrit vardı, hala tecrit var. Görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerin ardından 27 Şubat’ta bir çağrı yapıldı, barış ve demokratik toplum çağrısı. Öncelikle silahların bırakılması ve fesih çağrısı, siyasi hukuki zeminin tesis edilmesi gerektiği noktasında bir çağrı var. Bu çağrıya ilişkin bir HDK olarak da, DEM Parti olarak da silahların bırakılması, fesih ya da diğer meselelerle muhatap değiliz. Biz demokratik siyaset alanında muhatabız, sonuçta Öcalan kendi örgütüne silah bırakma çağrısı yapıyor o mesele çözülmeli. Ama bizim ilgili olduğumuz taraf şu. Tamam bırakılsın biz bu süreci başından beri destekliyoruz dedik, silah dışı, şiddet dışı yöntemlerle çözümü zaten savunuyoruz. Biz parlamentoda siyaset alanında Türkiye’nin üçüncü büyük grubu olarak zaten mücadele ediyoruz. Ama bu çağrının gereklerinin de yapılması gerekiyor. Bir meselede çözüm istiyorsanız, o meseleye hizmet edecek adımların atılması gerekiyor.  Geldiğimiz noktada Kürt meselesinin çözümü iç siyasi kavgalardan daha büyüktür. İç siyasi tartışmaların üstündedir. Yüz yıllık bir meselenin çözümünde anlaşmaymış, ittifakmış, biri faydalanacak, biri zarar görecek tartışmasının dışındayız. Böyle bir gündemimiz yok. Bu çağrı çok büyük bir olanak. Hep birlikte bunun gereklerini savunarak örgütleyelim, yani barışı örgütleyelim ve barışı kazanmak için eminim her birimize çok büyük görevler düşüyor. Ama sokağımızda ama komşumuzda ama ailemizde ama çalıştığımız iş yerinde bunları anlatarak bu işi sadece muktedirlere bırakmadan toplum olarak sesimizi yükseltirsek başarıya ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Çünkü biz bu özlemi on yıllardır çekiyoruz ve artık barışı kazanmanın vaktidir.”