Ne deprem ne de 400 tonluk uçak sarsabilecek | Güney Gazetesi Mersin

Ne deprem ne de 400 tonluk uçak sarsabilecek

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom tarafından Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ilişkin bir otelde medyaya yönelik bilgilendirme semineri düzenlendi.

Ne deprem ne de 400 tonluk uçak sarsabilecek


Yasemin Toklucu

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom tarafından Mersin’de inşa edilen Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ilişkin bir otelde medyaya yönelik bilgilendirme semineri düzenlendi. Seminerde; nükleer santralin güvenlik sistemleri, Akkuyu NGS’deki güncel durum, nükleer enerji teknolojilerinde gazeteci bakış açısı, küresel ısınma, iklim değişikliği ve enerji türlerinin çevreye etkileri konularında bilgi paylaşımı yapıldı.

 

“UYDURMALARA GÜVENMEKLE YETİNMEYECEĞİZ”

 

Seminerin açılış konuşmasını yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı temsilcisi ve Akkuyu Nükleer AŞ Kamu Kurumları ile İlişkiler ve Uluslararası İşbirliği Yönetici Direktörü Aleksey Frolov, Akkuyu NGS projesinde geride kalan 2 yılda aldıkları yolu ve güvenlik sistemleri ile ilgili medyayı bilgilendirme amacıyla semineri düzenlediklerini belirtti. “Burada vermek istediğim tek bir mesaj var” diyen Frolov, şöyle konuştu:

 

“Biz bu proje kapsamında Akkuyu şirketi olarak Rosatom devlet kuruluşunu temsilen burada bulunmaktayız ve bizlerin en önemli görevi - hedefimiz bu ülkenin ilk nükleer santralinin uluslararası güvenlik standartlarına uygun gerçekleşmesi ve işlemesini sağlamak. İnsan olarak bir şeyi bazen doğru anlamamız için hissetmeye, dokunmaya ihtiyaç duyarız. Umuyorum burada bulunan herkes Çernobil dizisini izlemiştir. Ben de bu diziyi izleminin faydalı olacağı düşüncesiyle izledim. Aslında bu dizi, uyarlanmış sahneler olması ile birlikte bir nükleer santralde ki çalışanların ne kadar büyük özveriyle çalıştığını gösteren bir eserdir. Bu dizi yayınlandıktan sonra Rus bilim dünyası gereken olumlu dersleri çıkarmak için tasarımlarını yeniden gözden geçirmiştir. Bu diziyi izledikten sonra bizler hepimiz için ana tez oluşturacak kısmı belirledik. Dizi de bir replikte, ‘Yalanın bedeli ne kadardır?’ deniliyor. Yalanın bedeli bizi inandırmaya başladığında değil, gerçekleri algılamaya başladığımızda ortaya çıkar. Peki ne yapmalıyız? Uydurmalara mı güvenmeliyiz? Biz uydurmalara güvenmekle yetinmeyeceğiz. Bizler sizlerle birlikte ülkelerimiz arasında oluşan iyi niyet ve dostluk ilişkilerini baz alarak projenin gerçekleşmesinde yapıcı diyalog sürdürecek, hedefimizi yerine getirmek için uğraşacağız.”

 

 

GÜVENLİK STANDARTLARINA UYUMLU

 

Daha sonra Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butskikh tarafından inşaat süreci ile ilgili bir sunum yapıldı. Rosatom ana yükleniciliğinde inşasına başlanan Akkuyu NGS projesinin Rusya ile Türkiye arasında imzalanan hükümetler arası anlaşma kapsamında yapıldığını anlatan Butskikh, şunları kaydetti:

“Bizim inşa ettiğimiz bu tesis bölgeye, coğrafyaya çok güzel uyum sağlayacak bir eser olacaktır. Bugün Akkuyu NGS tam kapasiteli faaliyete geçmiş olsaydı, Türkiye’nin elektriğe olan ihtiyacının yüzde 10’unu sağlayan kapasiteye sahip olacaktı. Akkuyu NGS inşası gerek Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun, gerekse danışma kurulunun, tüm güvenlik standartlarına uyumlu bir şekilde yapılmaktadır. Akkuyu, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde en büyük ve kapsamlı projedir. Bu projede ana hissedar Rusya’nın Rus Atom Devlet Kuruluşu Rosatom’dur. Proje yap-sahip ol-işlet modeliyle gerçekleştirilmektedir.”

 

“TESİSLER DOĞAYI BOZMADAN YERLEŞTİRİLMEYE ÖZEN GÖSTERİLİYOR”

 

Akkuyu NGS projesi için iki ülke arasında imzalanan anlaşma kapsamında gerekli tüm izin ve ruhsatların alınmasının ardından 7 yıl içerisinde ilk güç ünitesinin işletmeye alınması gerektiğini belirten Butskikh, 2023 yılında ilk ünitenin devreye alınacağı bilgisini verdi. Akkuyu NGS’nin 3 ve 4. güç ünitesinin yapılacağı yerlerde zemin etüt ve araştırma çalışmalarının da devam ettiği bilgisini veren Butskikh, “İkinci ünite için 29 Ağustos 2019’da lisans alındı, işletmeye alınma süresi 2026 olarak belirlendi. 3. güç ünitemizin yakın zamanda inşaat ruhsatının verilmesini bekliyoruz. Sahada inşaat ve montaj çalışmalarına devam edilirken, idari binanın yapımı tamamlanmak üzere. Buradaki kıyı yapısını bozmadan tesisleri inşa etmeye çalışıyoruz. Ve çok nadir ve benzersiz bir güzelliğe sahip olan doğayı bozmadan, oraya oturtmaya ve faaliyete geçirmeye çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

 

“HİSSELERİN YÜZDE 49’U SATIŞTA”

 

Akkuyu NGS projesinin finansmanının yüzde 100 Rusya devleti tarafından sağlandığı bilgisini veren Butskikh, Rasatom’un hisselerin yüzde 49’unu tek bir hissedara veya birkaç gruptan oluşan hissedarlara satma hakkına sahip olduğunu dile getirdi. Akkuyu NGS projesinin şeffaf ve açık bir proje olduğunu ifade eden Butskikh, “Yabancı yatırımcıların bu projeye çekilmesi, Rusya tarafı için her hangi sorun teşkil edecek bir konu değildir. aksine bizim projemizin bir ticari proje olduğunu dikkate alırsak hisselerin satılması, yabancıların da bu projeye gidebilmesine imkan sağlamaktadır.” dedi.

 

Butskikh, Akkuyu NGS projesinde 4 güç ünitesinin yapımının birbirine paralel olarak devam edeceğini belirterek, inşaat işlerinin en aktif dönemine girildiğinde sahada 10 binin üzerinde işçi istihdam edileceğini dile getirdi. 

 

“GÜVENLİK SİSTEMİ 9 ŞİDDETİNDE DEPREME DAYANIKLI”

 

Nükleer santrallerin güvenlik sistemleri hakkında da bilgi veren Butskikh, “Projede çok aşamalı bariyer ile radyasyon güvenliği sağlanmaktadır. Yakıt tabletleri özel çubuklarla donatılmıştır. Bu çubuk halinde üretilen yakıt kapsülü kendini koruyacak şekilde tasarlanmıştır. Bu da ilk aşamada ki güvenliği sağlar. Bunun dışında ikinci katman ve daha sonra ki aşamalardaki katmanlar da radyasyon güvenliğinin aşamalı olarak korunmasını sağlamaktadır. Akkuyu NGS Güvenlik Sistemleri dış etkilere karşı dayanıklılık gösterecek şekilde tasarlanmıştır. 400 tonluk bir uçağın düşmesi veya çarpması, 9 şiddetine kadar olabilecek depremin etkisine, su baskını ve tsunami gibi doğa olaylarına dayanabilecek kadar güçlü tasarlanmıştır. Türkiye’deki bu bölgeye yönelik çok büyük doğa olayları söz konusu olmasa da bunlar düşünülmüştür.” ifadelerini kullandı.

 

Konuşmaların ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı temsilcisi ve Akkuyu Nükleer AŞ Kamu Kurumları ile İlişkiler ve Uluslararası İşbirliği Yönetici Direktörü Aleksey Frolo ve Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butskikh gazetecilerin sorularını yanıtladı.

 

HİSSE SATIŞINDA NİHAİ KARAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN”

 

Akkuyu NGS projesinde yüzde 49 hisse satışında gelinen son noktaya ilişkin soruyu Frolov, “Hisse satışı ile ilgili şuan itibariyle yapmakta olduğumuz görüşmeler hakkında şirket bilgisi paylaşmak için erken. Ancak Rusya ve Türkiye arasındaki hükümetler arası anlaşmaya göre bu projede hissedar olarak katılmak isteyen şirketle görüşmeler olsa bile nihai karar Türkiye Cumhuriyeti’ne ait. Türklerde var hisse almak isteyen.” şeklinde yanıtladılar.

 

“AKKUYU BÖLGESİ 40 SENEDİR DEPREM KONUSUNDA ARAŞTIRILIYOR”

 

Akkuyu NGS projesinin yapılacağı alanda deprem araştırmalarının yapılıp, yapılmadığı yönündeki soruyu Frolov, şöyle yanıtladı:

“Elbette ki depremle ilgili çalışmalar yapılıyor. Akkuyu bölgesi 40 senedir deprem konusunda araştırılan bir bölgedir. Aslında Türkiye deprem haritasını incelerseniz Akkuyu bölgesi, Türkiye’de en düşük sismik aktiviteye sahip bölgedir. Akkuyu sahasında ayrıca 2 sismik istasyonumuz ve saha dışında da 12 adet sismik araştırma yapan istasyonumuz bulunmaktadır. Akkuyu projesine başlamadan önce zemin araştırma çalışmaları çok kapsamlı yapılmış olmasına ilaveten sahada 3 ve 4’üncü reaktör yapımı söz konusu olduğu için deprem araştırma çalışmaları devam etmektedir. Sismik araştırma istasyonlarında elde edilen veriler Türkiye Deprem Araştırma Enstitüsü’ne aktarılmaktadır.”

 

RADYOAKTİF ATIKLAR AKKUYU SAHASINDA DEPOLANACAK

Frolov, nükleer atıkların ne olacağına yönelik soruyu ise atık yönetimi planlarının mevcut olduğunu belirterek, “Nükleer enerji alanında Türkiye tüm dünyada yürütülmekte olan süreçlere katılım sağlayan bir ülkedir. Projemiz kapsamında saha yerinde geçici olarak atıkların depolanmasını öngören tesisler planlanmıştır ve bunlarla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Radyoaktif atıkların yönetimi konusunda Türk mevzuatı güncelleştirilmektedir. Bizim kurmakta olduğumuz nükleer santralin işletme dönemi 60 sene olacaktır. Buna ilaveten 20 sene uzatma fırsatı bulunmaktadır. Türk mevzuatı atık yönetimi güncelleştirilirken sahamızda atıkların geçici depolanması ve bertaraf ile ilgili tesisler planlanmaktadır. Bir nükleer yakıt kullanıldıktan sonra yeniden işlenebilir ve kullanılabilir.” şeklinde yanıtladı.

 

“YAŞAM ALANI ARANIYOR”

Akkuyu NGS projesi kapsamında planlanan yaşam alanı ile ilgili son duruma ilişkin soruyu yanıtlayan Frolov, “Şuan itibariyle yaşam alanı dediğimiz tesis ile ilgili yer seçimi ile ilgili verilmiş bir karar mevcut değildir. Aslında yaşam alanı olacak tesis için Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı koordinasyonunda çalışmalar sürdürülmektedir. Eğer siz net olarak; ‘Gülnar Belediye Başkanının önerdiği yerler değerlendirilen yerler arasında mı?’ derseniz, henüz verilmiş bir ret kararı yok, bu araziler de değerlendirilmekte. Geçen hafta bu konuları Lütfi Elvan’ın danışmanı ile görüştük. Ayrıca yarın sahada enerji bakanlığı yetkilileri ile sahada geleneksel görüşmelerimiz olacak. Ve akşam saatlerinde Gülnar’daki yetkililer ile güncel konuları görüşeceğiz. Tabiri caizse nabzını tutabiliyoruz konuların, Gülnar’ın öncelik ve önem arz eden konuların farkındayız. Denize girilebilecek mi sorusuna gelince; sezonu birlikte denize girebilerek açabiliriz.” şeklinde konuştu.

 

Soru cevap kısmının ardından Mersin Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Gökhan Arslan küresel ısınma, iklim değişikliği ve enerji üretimi, “Strana Rosatom”un Baş Editörü Yulia Gilyova ise nükleer medyada nükleer endüstrinin en iyi teknoloji ve uygulamaları üzerine sunum gerçekleştirdiler.