TMO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Güldal, Dünya Bakliyat Günü kutlamaları kapsamında geldiği Mersin’de, ürün alımında bu yıl izleyecekleri politika ve çalışmalarına ilişkin İHA muhabirine açıklama yaptı. TMO’nun, 2019 yılında hububat ürünleri, bakliyat ürünleri, fındık, üzüm, incir, çeltik, mısır gibi 14 üründe fiyat açıkladıklarını dile getiren Güldal, bunların birçoğunda da alım gerçekleştirerek, stoklama yaptıklarını söyledi. Güldal, ihtiyaç durumunda da piyasaya arzlarının devam ettiğini kaydetti. Güldal, üreticiye müjde vererek, geçen yıl uygulamaya başladıkları hasat öncesi fiyat açıklama uygulamasını bu yıl da yapacaklarını belirterek, “Özellikle üreticinin o ürünü ektiğine memnun olacağı bir fiyatlandırma hazırlığı yapıyoruz” dedi.
“3,5 MİLYON TON STOK KAPASİTEYE ULAŞTIK”
Geçen yılki alımlarla yeterince stok yaptıklarını ve stok sıkıntıları bulunmadığını ifade eden Güldal, “Önemli miktarda; 3,5 milyon ton civarında stok kapasiteye ulaştık. Son hasat döneminden sonra da hem toptan hem perakende olarak iç piyasaya satışlarımız başladı. Şu anda o süreç devam ediyor. Genel olarak baktığımızda 2019 yılında üreticilerin maliyetlerini enflasyon ve iç piyasa-dış piyasa fiyatlarını hesaplayarak verdiğimiz fiyatlarda memnuniyet olduğunu gördük. Bunu yaparken de Türkiye’de üretimin artmasını, tarımda sürdürülebilirliği, kalitenin ve verimin artmasını teşvik edici bir fiyatlandırma politikası izledik. Özellikle Bakanımız Bekir Pakdemirli tarafından hububatta destekleme fiyatları yüzde 100 oranında artırılmıştı. Bunun da ciddi manada bir pozitif etkisi olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
“HASAT DÖNEMİ ÖNCESİNDE FİYAT AÇIKLADIK. ÖNEMLİ BİR HAREKET DEĞİŞİKLİĞİYDİ VE ÇOK FAYDALI OLDU”
Geçen yıl üreticiden aldıkları 3,5 milyon ton civarında ürün karşılığında 5,5-6 milyar lira civarında ödemede bulundukları bilgisini veren Güldal, “Bu, üründen ürüne değişiyor tabi ama bütün ürünlerin alım fiyatlarını belirlerken üreticinin memnun olabileceği bir fiyatlandırma politikası uyguladık. Bunu yaparken de belli parametreleri dikkate aldık. Ama esasında üreticinin üretime devam etmesini, toprağını ekmesini, biçmesini, onu teşvik edecek mahiyette bir fiyat politikası izledik. Bu çok etkili oldu. Bundan sonraki yıllar için de geçerli olacaktır. Bunu bir yol haritası olarak yaptık. Şunun da altını çizmekte yarar var; biz hasat dönemi öncesinde fiyat açıkladık. Yani hasat başladıktan, belli bir süre bekledikten sonra değil, hasat başlamadan önce üretici, Toprak Mahsulleri Ofisinin fiyatını ve alım garantisini gördü, tercihini kullandı, ister TMO’ya isterse özel sektöre satışını yapmış oldu. Bu anlamda bu önemli bir hareket değişikliğiydi ve çok faydalı oldu” ifadelerini kullandı.
“BU YIL BUĞDAYDA DAHA YÜKSEK REKOLTE BEKLİYORUZ”
Bu yıl gerçekleştirecekleri çalışmaları da değerlendiren Güldal, özellikle sonbahar döneminde sertifikalı tohum kullanımında rekor seviyede artış olduğunu kaydetti. “Hububatta, buğdayda sertifikalı tohum kullanımının artışı; birim alandan minimum yüzde 25 daha yüksek verim almak demektir” diyen Güldal, özellikle TİGEM menşeli tohumların kullanıldığını söyledi.
Öte yandan; özellikle pamuk ve mısırdan münavebe (ekim nöbeti) yapılması kaydından dolayı üreticinin buğday ekmeyi tercih ettiğini belirten Güldal, “Bu şunu gösteriyor; 2019 yılına nazaran 2020 yılında daha yüksek bir rekolteyle buğday üretimi Türkiye’de yaşanacaktır. Ama bu süreçte, sonbahar döneminde yaşadığımız kısmi kuraklıklar, son günlerde gelen yağışların olumlu etkileri, ilkbahar döneminde meydana gelecek meteorolojik olaylar ve yağış rejiminin istikrarlı seyretmesi, bunlar hasada kadar olan dönemde belirleyici olacaktır. Şu andaki görüntü, 2019’dan daha yüksek bir rekolteyle Türkiye’nin hasat dönemine gireceğini tahmin ediyoruz” şeklinde konuştu.
“ÇİFTÇİ TERCİHLERİNİ, BAKANLIĞIN VE TMO’NUN İHTİYAÇ GÖRDÜĞÜ BİR PLANLAMAYLA DÜZENLEMEK İSTİYORUZ”
Sanıldığının aksine buğday ekiminin geçmiş yıllarda olduğu gibi yine devam ettiğinin altını çizen Güldal, sadece üründen ürüne geçişler olduğunu, üreticinin daha verimli, daha yüksek geliri olacak ürünleri tercih edebildiğini kaydetti. Ekilişlerde tarımsal ürün planlamasının, sulamanın, ürün fiyatlarının, pazarlama kolaylıklarının çiftçi tercihlerinde rol oynadığını vurgulayan Güldal, şöyle devam etti: “Bir de buna münavebe sistemlerinin uygulanması mecburiyeti eklendi. Bakanlığımız bazı ürünlerde 2 yıl-3 yıl münavebe şartı getirdi. Bu, toprak verimliliği için önemli. Haliyle hem destekleme miktarlarının hem alım fiyatlarının hem de münavebe şartlarının bir araya geldiği noktada, Türkiye’nin verimli tarım arazileri zaten çok boş kalmıyor ama üründen ürüne geçişler oluyor. Bu geçişlerde de çiftçi tercihlerini biz bakanlığın ve TMO’nun ihtiyaç gördüğü bir planlamayla düzenlemek istiyoruz. 2020 yılında daha dengeli bir üretim olacağını tahmin etmekteyiz.”
“ALIM FİYATLARINI BU YIL DA HASAT ÖNCESİ AÇIKLAYACAĞIZ”
Bu yılki alımlarla ilgili üreticilere bir de müjde veren Güldal, “Alım fiyatlarını bu yıl da hasat öncesi açıklayacağız” diyerek, şunları söyledi: “Biz TMO olarak 2019’da uyguladığımız hasat döneminden önce fiyat açıklama, alım garantisi verme ve tüm noktalarda tesislerimizin açık olacağını ifade ediyoruz. Yapacağımız fiyatlandırmada da özellikle üreticinin gerçekten o ürünü ektiğine memnun olacağı bir fiyat oluşturacağımızı, maliyetleri, enflasyonu, iç piyasa ve dış piyasa fiyatlarını dikkate alacağımızı ve üreticinin tarımdaki sürdürülebilir faaliyetinin devam etmesi için şu anda teşvik edici bir fiyatlandırma hazırlığı yaptığımızı söyleyebilirim.” (İHA)