Yasemin TOKLUCU / Röportaj
Ar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Şemşa Öner, 1996 yılında 4 kardeş olarak Ar Grup unvanlıyla girdikleri ticaret hayatına, başta yemek, güvenlik, temizlik ve işgücü hizmetleri olarak Bursa’da hizmet vermeye başladıklarını daha sonra ise Mersin dahil olmak üzere Türkiye’nin farklı illerinde benzer işlerde kamu kurumları ve özel sektör işbirliği ile ticari faaliyetlerini büyüttüklerini belirtti. Son olarak akaryakıt sektörünü de grup içine ekledikleri bilgisini veren Öner, farklı iş kolları üzerine planlarının ve yatırımlarının devam ettiğini kaydetti.
Bursa’da 2 bin, Mersin’de 2 bin 400, Yalova’da 1400 metrekare kapalı alanı olan 3 tesislerinde taşımalı yemek hizmetlerini sürdürdüklerini anlatan Öner, “Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör tesislerinde de yerinde yemek üretim hizmetlerimiz çeşitli illerde sürüyor. Ar Grup bünyesinde 100 çalışan ile başladığımız yolumuza 7 bin çalışan sayısına ulaştık. Bu süreçte kurucularımızdan ikisinin kadın olduğu düşünüldüğünde yaptığımız çalışmalarla kadın çalışan oranımızı yüzde 30’a çıkardık. Bu oranın önümüzdeki yıllarda yüzde 50 olması için çalışmalarımıza hız verdik. Kadınlara işe alımlarda pozitif ayrımcılık yapıyoruz. 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10 ciro artışı sağladık. 2019 oldukça zor bir yıl olmasına rağmen yılların verdiği tecrübe ve sektördeki güvenilirliğimiz ile başarılı bir şekilde geçirdik. 2020 yılı hedefimiz yüzde 15 ciro artışı yakalayarak istikrarımızı koruyup önümüzdeki yıllara daha sağlam girmek” ifadelerini kullandı.
“KENDİMİZİN TÜKETMEYECEĞİ HİÇBİR YEMEĞİ MÜŞTERİYE SUNMUYORUZ”
DHMİ tarafından işletilen 47 havalimanının güvenlik hizmetini sağladıklarını anlatan Öner, “Yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren bir firma olarak her şeyden önce insan sağlığı başlığı altında yürüttüğümüz faaliyetlerimize ayrıca kendimizin tüketemeyeceği hiçbir yemeği müşteriye sunmama prensibine dayanarak yolumuza devam etmekteyiz. Gıdanın alımından depolanmasına üretiminden taşınmasına ve tüketimine kadar yapılan her işlem hassaslık ile yürütülmelidir. ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi doğrultusunda tüm prosedürün birebir kontrolü sağlanarak uygun sıcaklık ve sürede yemeklerin teslimini sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.
2020 YATIRIM YILI
Mevcut yatırımları ve gelecek hedefleri hakkında da bilgi veren Öner, “2020 yılında başta Bursa fabrikamızın yeni yerine taşınması çalışmasına hız verilmesi ve Tarsus’ ta kurulması planlanan yeni OSB’de Mersin fabrikamızı günümüz şartlarına uygun daha modern bir hale getirme çalışmalarına hız verdik. Yine Tarsus Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesinde yatırım planımız devam etmekte. Ayrıca Ar Grup olarak da enerji üretiminin değişik kollarında yatırımlarımıza hız vermiş bulunmaktayız. 2020 yılı Ar Grup için yatırım yılı olacak” dedi.
“AR-GE VE İNOVASYON OLMAZSA OLMAZIMIZ”
Ar-Ge ve inovasyon’a önem verdikleri vurgulayan Öner şöyle devam etti: “İnovasyon ile ilgili seminerlere personelimiz ile birlikte katılım sağlayarak eğitim almaktayız. Yenilik ve yenilenmeye günümüzün olmazsa olmazlarından olduğuna inanmaktayız. Bursa’da yeni kurduğumuz Ar-Ge mutfağımız bu yenilikçi fikirler ile hem gelenekselleşmemizi farklı versiyonlara taşımamıza hem de evrensel anlamda yeni fikirlere ve ürünlere ulaşmamıza sebep olmakta. Farklı ürün kombinasyonları ile farklı tatlar, farklı sunumlar, farklı pişirme yöntemleri ve benzeri denemekte ve bunu sanayide uygulama yöntemlerini araştırmakta ve öğrenmekteyiz. Ciromuzun yüzde 1’ini oluşturan Ar-Ge bütçemizi bu seneden itibaren kademeli olarak artırmak istiyoruz.”
“HİÇBİR İŞİMİZİ ÖDÜL ALMAK İÇİN YAPMIYORUZ”
Öner, aldıkları ödüller ve sosyal sorumluluk projeleriniz hakkında ise şu bilgileri verdi:
Ar Grup olarak çeşitli projelerde ödüllere layık görülmemize rağmen; asla hiçbir işimizi ödül almak adına yapmadık. ‘Yaptığın işi en iyi şekilde yap’ prensibiyle hareket etmemizin ödülleri zaman zaman hem plaket oldu ama en önemlisi de iş artışı olarak karşımıza çıkması bizleri her zaman daha çok mutlu etmiştir. Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında başta saygıdeğer Emine Erdoğan hanımefendinin başlattığı projeler olmak üzere, STK’ların da farklı illerdeki farklı projelerine maddi manevi desteklerimiz olmakta ve olmaya devam edecektir. TİKAD, KADEM, Mutlu Yuva Mutlu Yaşam gibi derneklerde yönetim kurullarında görev alarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu anlamda anaokulu ve çocuk merkezi bağışı yaparak gelecek neslimizin daha iyi şartlarda eğitim öğretim yapılmasına vesile olduğumuz kanısındayız. Amacımız ülkemizin geçtiği bu zor ekonomik şartlar çerçevesinde; bilgi, birikim ve deneyimlerimizi de kullanarak istihdam artırmak adına çalışmalarımıza hız vermek ve bu işleyişin sürekliliğini sağlamaktır.”