ÖZEL RÖPORTAJ: İBRAHİM AYDEMİR
Merhaba Ferah. İlk olarak Mersinli okuyucularımıza kendini tanıtabilir misin?
Merhaba. Ben Ferah Zeydan. 20 Şubat 1994 yılında Suriye’nin Tartous kentinde doğdum. Aslen Hatay İskenderunluyum. Müzik hayatıma 6-7 yaşlarında başladım. Kendimi ilk keşfettiğim anlardan birisi ise, annemin yatak odasında ki büyük aynanın karşısına geçmiş, ağlayarak şarkı söyleyen bir Ferah düşünün, acı çekiyor küçücük çocuk. ‘Şarkı ruh’ kavramı o an dikkatimi oldukça yoğunlaştırmıştı.
İşte bu dedim ve 6 yaşında ki gerçek kimliğimle o an tanıştım. Çok geçmeden 10 yaşında gitar eğitimi aldım, hızlı bir sürede şarkı söyleyip çalabilecek duruma geldim. Sesim; komşular, arkadaşlar, aile büyükleri hatta a dan z ye herkesin dikkatini çekiyordu. Herkes beni yönlendirmeye çalışıyordu bu girdiğim yola. Lise çağına gelene kadar, her gün her köşe de hatta sokakta yürürken bile elimde gitar arkamda okul arkadaşlarım söyleye söyleye ilerliyorduk. Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Müzik bölümünü ikincilik ile kazandım.
5 sene yoğun bir şekilde müzik eğitimi aldım. Lise 1’e gittiğim dönemde ailemin geçim sıkıntısı olduğu için sokak müzisyenliğine başladım. Kendimi, ruhumu çok daha iyi bulabildiğim bir andı sonra detayları anlatacağım.
Yıllar önce katıldığınız X-Factor yarışması hayatınızda bir dönüm noktası oldu. Sesiniz ile herkesin dikkatini çekmiştiniz. O yarışma hayatınızda neleri değiştirdi?
Hayalim, sesimi daha büyük kitleler ile buluşturmaktı. Hatta tek hayalim buydu. Anlattım ya biraz önce 6 yaşından bu yana diye!! İşte o an yarışmada içimde ki çocuğun izlediği saniyeler ben (Aşk) dedim. Sertap Erener’in şarkısını bağıra çağıra tüm ruhumla seslendirdim. Jüri üyeleri ayakta alkışladılar, o an hayalim gerçekleşmişti. Bir sonra ki gün tüm gazeteler beni yazmıştı. Twitter’da TT olmuştum. Herkes sesimi ve beni konuşuyordu. Bu tutku öyle bir tutku ki sonu yok. İnsan hayaline kavuştuktan sonra; ortaya, içinde gizli sakladığı idealleri, daha zor hedefleri çıkıyor bir yandan, çünkü hayale ulaşmak tatmin edicidir. Daha fazla insana ulaşabilmenin planlarını kurarken Sinan Akçıl bir teklif sundu. Müzik kariyerimde ciddi bir adım attım. Hakkını ödeyemem sağolsun. Birçok düet ve tekli çalışmam oldu. Youtube üzerinde toplam 300 Milyon dinlenme yakaladık. Şimdi ise yoluma küçüklüğümden beri takip ettiğim, neredeyse tüm şarkılarını ezberlediğim, çalıp söylediğim Emre Aydın ile devam ediyoruz.
“SİNAN AKÇIL İLE RUHLARIMIZ UYUM SAĞLADI”
Sinan Akçıl ile yaptığınız şarkılar çok tutuluyor. Aranızdaki uyum karşı tarafa çok iyi yansıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Yarışma sonrası sevgili Sinan Akçıl aradı. Hiçbir şey bitmedi, her şey yeni başlıyor dedi. Çok fazla güzel şey yapacağız dedi, ben pek inanmasam da o an bu duruma. Doğru söylüyormuş koca yürekli adam. O benim ruhumu çok sevdi ve onun da mükemmel bir ruhu var. Ruhlarımız uyum sağladı ve ben zaten yarışmanın da hararetiyle insanların beklentilerini karşılamaya çalışıyordum. Herkes yeni bir şarkı, albüm bekliyordu ve Sinan Akçıl gibi bir beste fabrikatörü benim için şanstı. İlk single çalışmam olan Yanlışız Senle’yi bana yazdı ve Youtube’de 50 milyon dinleyiciye ulaştık. Biliyorsunuz; düetlerimiz milyonlar hatta 100 milyonlar izlendi.
Sizi, Sinan Akçıl’la yeni bir projede görecek miyiz? Sinan Akçıl’ın geçtiğimiz ay çıkardığı Piyanist albümünde herkesin ilk aradığı kişi sizdiniz. Ancak yer almadınız. Bunun nedenini öğrenebilir miyiz?
Sinan abiyle yaptığımız sözleşmenin sonuna geldik Piyanist albümü daha henüz çıkmadan yollarımızı dostça ayırdık. Ben ona benim üzerimde ki tüm hakkı için teşekkür ettim. Beni getirdiği noktalar için Instagram’da takipçilerime duygusal bir yazıyla sözleşmenin bittiğini ve küçük yaşlardan beri idolum olan Emre Aydın’ın yeni prodüktörüm olduğunu ilan ettim.
“DÖN DESEM” HEYECAN VERİCİYDİ
Yeni çalışman “Dön Desem” hakkında neler söylemek istersiniz? Orhan Ölmez imzası taşıyan bu şarkıyı yeniden yorumlamaya nasıl karar verdiniz?
Dön Desem benim planlarımda olan bir proje değildi. Sevgili aranjörümüz Burak Bedirli aradı, Kaan Beyru’ya Dön Desem’in alt yapısını hazırlıyorum. Projeye ve Kaan’a destek vermek ister misin dedi. Ben de ‘kariyerime çok fazla düetle başladım, insanlar bireysel şarkılar bekliyor’ dedim. Sonra da biraz düşünmek istediğimi söyledim. Orhan Ölmez’in Dön Desem şarkısını gerçekten seviyorum ve daha önce söylenmiş bir şarkıyı Sinan Akçıl’ın sadece bir kez Biri Bana Gelsin şarkısında yorumlamıştım. Sonra eve giderken “Ama dön desem seviyorum seni dön desem” dedim. Kendi kendime mırıldanarak kulaklarımdan işittiğim o yorumu, Burak’ı arayarak tescillemiştim. “Harikaaaa olacak” dedim ve o andan sonra büyük bir heyecan sardı hepimizi. Dön Desem gerçekten olduğundan farklı bir hale bürünecekti, okuma stili olsun aranjesi olsun heyecan vericiydi ve yaptık.
Mersinli bir sanatçı olarak Mersini bize nasıl anlatırsınız? Mersin’i bir de sizin gözünüzden görelim?
Mersin harika bir şehir. Müzik anılarıma ve bu şehre aşığım.
Yarışmadan sonra yakın çevrenizin ve arkadaşlarınızın yaklaşımı size karşı değişti mi?
Yakın çevrem yoktu ki. Ben genelde hep yalnızdım. Yarışma sonrası çevremin değişimine çok büyük şahit olamadım ama ortada olmayan akrabalar mı dersiniz, çocukluk arkadaşlarım mı dersiniz, geçmişimde kim var kim yok ortaya çıktılar:) Kurduğum dostlukların sanatçı kimliğimle alakası olmadı :)
“RUHU ÖN PLANDA BİR YETENEK KEŞFEDERSEM, ONU ELİNDEN TUTUP SAHNELERE TAŞIRIM”
Yarışmadan önce Mersinde sokak şarkıcılığı yaptınız. Yarışmadan önce zaten Mersinde tanınan bir isimdiniz. Yarışmadan sonrada Mersin’de sokak şarkıcılığına devam ettiniz mi? Sizin gibi daha iyi yerlere gelme hayali kuran sokak şarkıcılarına ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Onlara destek olmak gibi bir düşünceniz var mı?
13 yaşında başladım sokak müzisyenliğine, sonra bar ortamlarına girdim. Daha sonra güzel sanatlar müzik okulunda okudum ve son olarak katıldığım yarışmada Türkiye’nin dev isimleriyle çalışmaya başladım. Her şey Forum AVM’de ve sokakta haykıra haykıra şarkı söyleyerek başlamıştı.
Önünden geçtiğimde orada ki eski sokak müziği yapan arkadaşlarıma destek olup, anılarımı canlandırıyorum. Burası benim başlangıç noktam. Lütfen sokak müziğine destek verin diyorum. Onlara tavsiyem, hep inanmaları... İçlerinde gerçekten bunu sadece para kazanmak için yapmayan, ruhu ön planda bir yetenek keşfedersem bir gün, çok daha iyi yerlere geldiğimde onu elinden tutup kaldırırım ve sahnelere taşırım.
Son olarak Güney Gazetesi okuyucularına neler söylemek istersiniz?
İyi ki varsınız. Önce inancım sonra desteğinizle buralara geldim. Allah hepinizden razı olsun. Sizi seviyorum.