Hasan KÜÇÜK
Bozyazı ve Anamur Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, çiftçilerin yaşadıkları sıkıntılarla ilgili Güney’e açıklamalarda bulundu.
Şu anda çilek ve muz üretiminin bölgede yoğun olduğunu ifade eden Gümüş, “Çilek normalde ihracata gidiyordu ancak şu anda ihracat belli bir dönem durdu. Bugünlerde ihracatın önü biraz açıldı ancak çilek hala üretim maliyetinin altında satılıyor. Bu şartlarda çiftçinin ayakta durması çok zor. Şu anda üreticilerde borçlu olmayan hiçbir üretici yok. Bu konu sadece koronavirüs ile alakalı değil. Üretici zaten bu süreçten önce de sıkıntıda idi. Şu anda insanların evden çıkmaması, pazarlama konusundaki sıkıntılarımız üreticilerimizde daha derin yaralar açtı. Şu anda üreticilerimiz komisyoncuya, gübre aldığı ziraatçılara, bankalara borçlu. Onun için bu fiyatların düzelmesi ya da devletimiz tarafından çiftçilere bir ek kredi sağlanması gerekir” şeklinde konuştu.
“DEVLET ADETA TARIMI BIRAK BEN SANA BAKARIM DİYOR”
3-5 dönüm çilek bahçesi olan bir üreticinin her ay devlete bağ-kur primi olarak 920 lira para yatırdığını hatırlatan Gümüş, “Ancak şu anda üretici bunu ödeyemiyor. Ödeyemeyince ne yapacak tarımı bırakacak. Bırakınca ne olacak eski yeşil kart dediğimiz şimdi genel sağlık sigortası dediğimiz uygulamaya geçecek. Şimdi ona geçince sosyal devlet bu insanları genel sağlık sigortasından yararlandırıyor. Bağ-kur primini makul bir seviyeye çekilerek bu insanlar hem tarımı bırakmasa hem de bu genel sağlık sigortası masraflarını devlet karşılayacağına kendileri bunun parasını ödese ne olur. Böyle bir bağnazlık olmaz. Devlet kendi ayağına sıkıyor. Adam tarlayı bırakıyor. Devlete yatırdığı sigorta parasını bırakıyor. Sonra devlet adeta bu adama tarımı bırak ben sana bakarım diyor” ifadelerini kullandı.
“SULAMADA ENERJİ FİYATLARI DÜŞÜRÜLMELİ”
Sulamadaki yüksek enerji fiyatlarının üreticiler için önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Gümüş,“Tarımda kullandığımız enerji fiyatı evlerde kullandığımız enerjiden daha yüksek. Geçmişte tarımdan kullanılan enerji yüzde 50 daha ucuzdu. Bu fiyat her geçen gün arttı ve geçtiğimiz dönem yüzde 20 arttı. Çiftçimiz bu artışın altından kalkamıyor. Malaklar Mahallemizde Sulama Kooperatifi’nin elektrikleri borç nedeniyle kesilmişti. Üreticilerimiz uzun süredir çilek ve muzu sulayamadı. Mahkeme kararına rağmen yaptığımız çalışmalar ve uzun uğraşlar sonunda elektirik verildi” dedi.
“ARTIK 25 DÖNÜM ÜZERİNDE YAPILACAK MUZ SERALARINA KREDİ YOK”
Sermaye şirketlerinin muzun üzerine çok gittiğini bu şekilde devam ederse küçük aile işletmelerinin yok edileceğini anlatan Gümüş, “Yapılan çalışmalar sonunda bunun için bir tedbir aldılar.
Şu anda devlet 25 dönüm üzerinde yapılacak muz serasına sübvansiyonlu kredi vermiyor. Önce 100 dönüm olsun 500 dönüm olsun düşük faizli kredi veriyordu. Bu bizim çabalarımızdan sonra 25 dönümüz üzerindeki muz seralarına kredi vermiyorlar. Biz 10 dönüme kadar verilsin demiştik. 25 dönüm yaptılar” diye konuştu.
“ÜRETİCİMİZ KAN AĞLARKEN YUNANİSTAN ÇİLEĞİNİ TÜRK ÇİLEĞİ DİYEREK RUSYAYA SOKANLAR VAR”
Bazı ihracatçıların Rusya’nın ambargo nedeniyle almadığı Yunanistan çileğini Türk menşeili yaparak bu ülkeye soktuğunu öne süren Gümüş, “Bizim üreticimiz burada kan ağlarken git sen Yunanistan’dan çilek al Rusya’ya gönder. Bu memlekette çilek yok mu? Bizim üreticimiz taş mı yiyecek. Elinizi vicdanınıza koyun” şeklinde konuştu.
Bunun Rusya hükümetine bildirilmesi durumunda buna engel olacağını anlatan Gümüş, Rusya’nın yaşanan bir kriz nedeniyle Yunanistan’a ambargosu var. Ama bazı ihracatçılarımız bizim vatandaşımız Yunanistan çileğini alıp Türk menşeili yapıp Rusya pazarına sunuyor. Ben diyorum ki bu memlekette çilek yok mu? Bizim üreticimiz taş mı yiyecek? İhracatçılar birliğindeki yöneticilere de söylüyorum elbette serbest ticaret var ben buna bir şey demiyorum bunu yapabilirler ama elinizi vicdanınıza koyun. Bu memleketteki üretici dar gününde sıkıntılı gününde sahip çıkılmalı. Bizim Rusya’daki en büyük rakibimiz Yunanistanlı üreticiler. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun. Bu ülkeden nefes alıyorsanız ülkenizi seviyorsanız üreticiyi seviyorsanız bunu yapmayın. Ancak bunu yapan bizim ihracatçılarımız. Burada bu kanunsuz işi yapan 3 kişi için Rusya hükümetine bir şikayette bulunmamızın gerekçesi yok. İnsanların kafasını para bürümüş. İnsan biraz elini vicdanına koyması lazım. Herkes kendi gıda milliyetçiliği üzerinde durması lazım. Bizde önce kendi ürettiğimiz dememiz lazım” ifadelerini kullandı.