Ateş düştüğü yeri yaktı | Güney Gazetesi Mersin

Ateş düştüğü yeri yaktı

Sivas’ta aydınların Madımak Oteli’nde diri diri yakılarak öldürülmelerinin üzerinden 27 yıl geçti. O günden bu yana sorumluların yeterince ve kamuyu tatmin edici şekilde olayın aydınlatılmaması vicdanları halen kanatmaya devam ediyor. Yurttaşlar “Ateş düştüğü yeri yaktı” diyorlar.

Ateş düştüğü yeri yaktı


ZELİHA ÖZİPEK

Öte yandan Sivas Katliamı ile ilgili açıklama yapan CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, 2 Temmuz’un Anadolu tarihinin en acı ve en utanç verici günlerinden biri olduğu vurguladı. Aktay, “Bu toplum hukuken, ahlaken, vicdanen bu utançla hesaplaşmazsa, böyle nice acılar yaşamaya devam eder. Ayrıştırmanın, kutuplaştırmanın varacağı yer Madımak’tır. Bundan ders çıkarmayanlar bu ülkeye çok büyük kötülükler yapıyorlar. 2 Temmuz’un acısını ancak adalet azaltabilir.  Türkiye’nin birliği, kardeşliği ancak adalet duygusunun hâkim olmasıyla sağlanabilir. O nedenle diyoruz ki, “Sivas için adalet, herkes için adalettir.”

Madımak’ta katledilen vatandaşları da anan Adil Aktay, “Madımak’ta katledilen, yangın yerinde insan kalarak hakka yürüyen tüm canları sevgiyle, saygıyla anıyorum” dedi.

 

MADIMAK OLAYI NEDİR?

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında, pek çok sanatçı ve fikir insanı dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak bu kente geldi. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.

Binlerce kişiden oluşan karşıt grup, Kültür Merkezinden yeniden Hükûmet Meydanı'na geldi. Hükûmet Konağını taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı. Madımak Oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan kişilerden, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi. Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç girişiminden araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü.

Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.

Olaydan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190'a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124'ü hakkında "laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma" suçlamasıyla dava açıldı, geri kalanlar serbest bırakıldı.

Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994'te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında onar yıl, 54 sanık hakkında üçer yıl, 6 sanık hakkında ikişer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi. 28 Kasım 1997'de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası'nın 146/1 maddesine göre idama ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998'de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usul noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999 tarihinde usul eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.

Not: Sivas Davası İstiklal Mahkemeleri sonrasında tek bir davada bu kadar çok idam cezasının verildiği ilk davadır.