“Su çürüdü, tuz koktu”





Tarih: 3 Eylül 2025 Çarşamba 17:48

Büro Emekçileri Sendikasında (BES) örgütlü yargı emekçileri ekonomik ve sosyal haklarının, çalışma şartlarının iyileştirilmesi için eylemdeydi. BES Örgütlenme Sekreteri Doğan Yarlıgaş, “Yoksulluğun derinleştiği ve kalıcı hale geldiği dönemlerin en karakteristik özelliği adalet duygusu zayıflar ve herkes kendi yargısını dağıtmaya başlar. Toplumdaki adalet duygusunun zayıflamasıyla suç işleme potansiyelini artırmakta ve yargı emekçilerinin iş yükü her geçen gün daha fazla artmaktadır” dedi.

ABİDİN YAĞMUR


Yeni adli yılın başlamasının ardından adliyelerde, icra dairelerinde çalışan yargı emekçilerinin iş yükü de yeniden arttı. Yargı çalışanları, ekonomik ve sosyal haklarının iyileştirilmesi talebiyle adliye önünde eylemdeydi.

Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi yargı çalışanları eylemde “Su çürüdü, tuz koktu. Yargıda adalet” yazılı pankart açtı.

 

“TOPLU GÖRÜŞMELER HEZİMETLE SONUÇLANDI”

 

Büro Emekçileri Sendikası Örgütlenme Sekreteri Doğan Yarlıgaş, “Gelir adaletsizliğinin bu kadar derinleştiği bir süreçte biz kamu emekçilerin ve kamu emeklilerinin 2026 ve 2027 yıllarındaki ekonomik ve özlük haklarının görüşüldüğü 8. Toplu sözleşme süreci de maalesef iktidar adına masaya oturan kamu işvereni ile yandaş sendikalarının ayak oyunlarıyla emekçilerin hezimetiyle sonuçlanmıştır” dedi.

 

“ADALETE OLAN GÜVEN SARSILDI”

 

Yarlıgaş, “Yoksulluğun derinleştiği ve kalıcı hale geldiği dönemlerin en karakteristik özelliği adalet duygusu zayıflar ve herkes kendi yargısını dağıtmaya başlar. Böylesi durumlarda toplumda en çok yargıya olan güven zayıflar. Tıpkı içinden geçtiğimiz bu süreçte, yapılan saha çalışmalarında en az güvenilen kurumların başında yargı kurumunun çıkması gibi. Oysaki bizler biliyoruz ki bunun müsebbibi yargı emekçileri değildir. Bilinen bir gerçek var ki o da yoksullaşma sadece bireylerin öznel sorunu olmaktan daha çok, toplumu değer yargılarını oluşturan adalet duygusunu yıpratan bir süreci içinde barındırdığıdır. Toplumdaki adalet duygusunun suç işleme potansiyelini artırmakta ve yargı emekçilerinin iş yükü her geçen gün daha fazla artmaktadır. Keza, bu ihtiyacı karşılamak üzere, sürekli icra daireleri, yeni kurulmaya, yeni adliye binaları açılmaya devam etmektedir.  Bir toplumun başına gelecek en büyük felaketlerin başında hiç kuşku yok ki, o toplumdaki adalet duygusunun zayıflaması, ortadan kalkmasıdır. Bugün yaşanan temel sorun tam da budur. Adalet duygusunun ortadan kalkması tam anlamıyla kötülüklerin zincirlerinden kurtulması, yaşamı kabusa dönüştürmesidir. Demokratik toplumlarda uzun yıllar yaşanmayacak hukuksuzluklar ne yazık ki ülkemizde her gün; hatta aynı gün içinde birden fazla hukuksuzluğa tanıklık etmekteyiz. Ülkede adeta zincirleme yolsuzluk, hukuksuzluk hikayeleri birbirini izlemektedir” dedi.

 

“ÇARPIK YARGI SİSTEMİNİN BEDELİ YARGI EMEKÇİLERİNE ÖDETİLEMEZ”

 

Toplumda adalet duygusunun ortadan kalkmasının en temel nedeninin yargı sisteminin bağımsızlığını kaybetmesi olduğunu ifade eden Yarlıgaş,  “Keza periyodik olarak çıkarılan yargı paketleri dava sayılarındaki artış ve yıllarca süren dava süreçleri yargı emekçilerinin çalışma hayatını kâbusa çevirmiş durumda.  Ağır iş yüküne eşlik eden yoğun mobbing, bir yanda keyfi olarak açılan soruşturmalar, mesai kavramı gözetmeksizin çalışmaya zorlanan yargı emekçilerini bunalıma sürüklemektedir.   2009 yılından bu yana Yargı Emekçilerinin ekonomik haklarında hiçbir ilerleme sağlanmamıştır. Aksine var olan havuz paralarının kaldırılması, iyileştirme olarak verilen fazla mesai ödemelerinin kesilmesi, ulaşım paralarının sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’le sınırlandırılması gibi uygulamalarla ekonomik kayıpları artmıştır. Bu nedenle yargı emekçilerinin insanca yaşayacakları bir ücret için öncelikle ekonomik kayıpları giderilmelidir.  Ayrım yapılmaksızın, tüm yargı emekçilerine mesai ücreti ödenmesi sağlanmalıdır. Ulaşım ücretleri ayrımsız her ilde verilmelidir. Havuz paralarının ile ilgili yargı emekçilerinin lehine olacak şekilde düzenleme yapılarak ödenmesine tekrar başlanmalıdır. Mobbinge maruz kalan personelin durumunun değerlendirilmesi, mobbingin önlenmesi amacıyla kurumlarda bir kurul oluşturulmalı, mobbing uygulayan amire yaptırım uygulanması için düzenleme yapılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı’nın Kreş genelgesinin gereği yapılmalı ve her işyerine kreş ve bebek bakım odaları açılmalıdır. Adalet Bakanlığında yürütülen promosyon görüşmelerinde, promosyon tutarı yılda en az bir maaş olarak belirlenmeli ve bütün çalışanlara eşit olarak verilmelidir” ifadelerini kullandı.


 



ANASAYFA
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

guneygazetesi.com © Copyright 2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.


URA MEDYA