“Abi” dedi, gözleri fal taşı gibi açılmış, “adamların aldıkları parayı duydun mu?”

Duydum mu?

“Yok” dedim, “kimin parası, ne kadar?”

*

Anlattı…

Yandaş medyanın yalancısıymış: Bir muhalif gazeteci, bir kanaldan diğerine geçerken 8 milyon TL transfer parası almış!

Bir başka muhalif gazeteci, ayda 1 milyon lira kazanıyormuş!

Bir başkası 1,5 milyon lira kazanıyormuş!

*

“Ne diyorsun” dedi.

Ne deyim?

“Allah bereket versin” dedim, “Verene bravo, yiyene helal olsun!”

*

Öyle ya…

Veren var ki alıyor…

Alan var ki veriyor…

*

İşi dalgaya vurdum arkadaşın yanında ama kulak asma, canım sıkılmadı değil.

Moralim bozuldu.

Bendeniz 27 yıldır gazetecilik mesleğinin içindeyim.

Aldığım maaş asgari ücret.

Hadi sağa sola telifli haber, telifli yazı, sosyal medya işleri şu bu desen, aylık gelirim 50’yi bulsa bile 1 milyoncu meslektaşlarıma yaklaşmama 950 bin lira var!

*

Yani benim günde 12 saat çalışarak zar zor kazandığım 20 maaş, onların bir maaşı!

Ne deyim?

*

Meslektaş dediğime bakma, ortada artık bir meslek olmadığı için bir meslektaşlık kıyası da aslında abesle iştigal.

Çünkü hayli zamandır onlar medya yıldızı, star, medya ikonu, sosyal medya fenomeni, ünlü, celebrity…

Bizler düz muhabir.

Hadi asri söyleyelim: Gazeteci.

*

Onlar haber yapmaz, onlar birer medya ikonu, fenomeni olarak medya gösterisi yapar.

Haberi ambalajlar, yorumlarla süsler…

Milyonlarca izleme alır…

Bizler düz haber yaparız.

Beş on kişi ya okur ya okumaz.

*

Biz deneme kitabı çıkarırız, öykü kitabı çıkarırız, şiir kitabı çıkarırız, satamayız.

İmza günü yaparız, 10 kişiyi zor toplarız.

Onlar bir imza gününe gelir, kuyruk olur.

İzdiham olur.

Kitapları peynir ekmek gibi satar.

*

Niye böyledir bu?

*

Gazetecilik denilen, malzemesi, çıktısı, ürünü haber ve yorum olan bir meslekte neden beş on kişi ayda 1 milyon lira kazanır da…

Haber üreten, yazı üreten beş on kişi ayda 22 bin lira kazanır?

*

Medya sektörü, birilerine ayda 22 bin lira verecek kadar yoksul, fakir, perişan bir sektör müdür?

Yoksa medya sektörü, birilerine ayda 1 milyon lira verecek kadar zengin, ihtişamlı, gösterişli midir?

*

Dedim ya, meslektaş dediğime bakma, ortada artık bir meslek olmadığı için bir meslektaşlık kıyası da aslında abesle iştigal.

Onlar medya dünyasının yıldızları, starları, pop starları, muhalif starları, sol starları, fenomenleri…

Bizler fakir medyanın emekçileri.

Onların solculuğu, muhalifliği popülerliğe, paraya dönüşür.

Bizim solculuğumuz sırtımızda yük.

*

Bunları o arkadaşıma anlatmadım.

“Allah bereket versin” dedim, “Verene bravo, yiyene helal olsun” dedim.

Lafı kestirip attım.

*

Otobüsten yanlış durakta inmişim.

Çevreyolundan geze geze, düşüne düşüne gazeteye geldim.

Yazımı yazdım…

*

Son satıra gelirken düşündüm.

“Ula Abidin” dedim… “Medya yıldızı değilsin, star değilsin, medya ikonu değilsin, sosyal medya fenomeni değilsin, ünlü değilsin, celebrety değilsin…

Düz, dümdüz, üstelik asgari ücretli, dar gelirli gazetecisin…

Sana mı düştü yazmak…”

*

Harbi be ya, bana mı düştü?

Veren var ki alıyor…

Alan var ki veriyor…

*

Bana ne?