DİNLE RÜZGARIN SESİNİ
Ağaçlar çiçekte. Işıl ışıl. Geceleyin gökyüzünde parlayan yıldızlar gibi. Ama renk renk. Beyazı, açık pembesi, koyu pembesi, sarısı. Küçük bir esinti, bir durup bir başlıyor çiçekler tozlaşsın diye.
Uzaktan bembeyaz olarak gördüğümüz çiçekleri koklamak için yanlarına yaklaştığımızda, salt beyaz olmayıp hafiften pembeye çaldıklarını ayrımsıyoruz.
Güneş ışıklarını cömertçe gönderiyor yeryüzüne. Gökyüzünde en küçük bir bulut parçası bile görülmüyor. Bazı erkenci çiçekler tüm incelikleri üzerlerinde, yeşil otların arasında, kendilerini okşayan belli belirsiz rüzgarla nasıl da nazlı nazlı salınıyorlar.
Yaban güllerinin havaya yayılan kokuları başları döndürüyor. Oradan oraya uçuşan kuşlar şarkılarını söylemekteler. Bazı dallardaki tomurcuklar, çiçeğe dönüşmek için sıralarını bekliyorlar.
***
Ortaokul, lise öğrencisi olduğumuz günlerde karaladığımız amatör işi şiir ve yazılarımızı, arkadaşlarımıza ya da üst sınıflarda okuyan ağabeylerimize gösterdiğimizde; “Acayip bir Edebiyat parçalamışsın,” diyerek şakayla karışık dalga geçiyorlardı.
***
Çiçek sabaha, sabah çiçeğe ne güzel yaraşır. Gecenin karanlığından kurtulup başlayan yeni bir günün tazeliği ile buluşan çiçek, sabahla birlikte insanlara nasıl da capcanlı umutlar, beklentiler, coşku ve sevinçler aşılar.
Üzerinde çiy taneleri, sabah serinliğinde o saf, tertemiz, büyülü ürperişleri, titreşmeleri yok mu esintiyle. Offf! Artık; ot, çimen, çalı, yaprak selam durmasın mı onlara?
Çiçekler küsmez ezilip ağlasa da. Çiçekler üşenmez. Açar da açar. İnsanlar, çocuklar görsün, sevsin, sevinsin diye ve kavga etmez çiçekler.
Hep gülümsüyor çiçekler, yüzlerinde gülücükler. Rüzgarın önüne çiçek, çiçeğin arkasına rüzgar ne de yakışıyor.
Açması, büyümesi, ölmesi hep özveri, hep huzur, hep barış çiçeğin. Ne denli kırılgansalar, o denli de dirençli, sağlam, dimdik ayakta değil midir onlar? Kendilerini gagalayan serçelere de gücenmezler. Yaşamayan insan için anlamak zor. Gerçi yaşayanlar da anlamıyor ya. Neyse, boş ver.
Bazı çiçeklerin üzerine titrersin daha uzun yaşasınlar diye, başarırsın. Kimi çiçeklerinse ansızın ölümünü önleyemezsin her ne yapsan da.
Bilirsiniz; dağ rüzgarları çok hoştur, gizemlidir, duyguludur, çok şey anlatır. Yalnız kendisini değil; yöreyi, o yörenin insanlarını, insanların nasıl da özverili olduğunu, yaylanın hayvanlarını, keçilerini, kuşlarını, bitkilerini, ağaçlarını, çiçeklerini, otlarını, hatta dikenlerini.
2