Hülya Aslan | GENÇLİĞİ YETİŞTİRİNİZ! | Güney Gazetesi Mersin
Hülya Aslan

GENÇLİĞİ YETİŞTİRİNİZ!


     Atatürk’ün bir ülkenin doğuşunu belgeleri ile ortaya koyduğu yazılı kaynaktır NUTUK. Ve ilk cümlesi 1919 yılı Mayıs’ının 19. Günü Samsun’a çıktım diye başlar. Önce genel durum ve görünümü ortaya koyar. Ardından Ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak! Dediği “Benim kararım” bölümünde ki bu kararını da Samsun’a çıkma ile başlayan süreçle uygulamaya koyar. Sistematik ve planlı olarak da adım adım zafere ulaşılır.

  Bugün bu kararın hayat buluşunun 102. Yıldönümü.

“Bütün umudum gençliktedir” diyen Atatürk bu yazılı kaynağı özellikle genç nesiller için kaleme almıştır. Kayıtsız şartsız ve bağımsız yeni bir Türk Devletinin nasıl doğduğunu kurucularının kaleminden okuyabilme, tahlillerde bulunabilme ve analitik bakabilmelerini sağlayabilme adına, özellikle yazmıştır.

   Bugün gençleri anlamadan ne istediklerini bilmeden neye güvenebildiklerini görmeden onlara seslenmeler, çeşitli platformlarda toplantılar yapıyor olmalar ne yazı ki bir asır önce seslenen Atatürk’ün yanında sinek vızıltısı değerine bile sahip olamıyor.

   Bunun nedenlerini tek başına Atatürk’ün büyüklüğünü belirtme sığlığından uzak daha reel bakarak sıralayabilmeliyiz.

   Bu yüzyılın gençlerini temsil yeteneğinde olamayan yönetim kadrolarının iş başında olması yaşanılanların birinci sebebi olarak ele alındığında durum oldukça açıklık kazanır.

    Sanattan, kültürden ve doğadan uzak felsefe ve yaşamların dayatılması, metalaştıkça ruhsuzlaşma yolunun gençlerin yaratıcı dünyasını nasıl ketlediği, özgürlüklerine nasıl gem vurduğu ve bunun sonuçlarının yarattığı olumsuzluklar çok açık görülmektedir.

  Buna bağlı olarak gençlerin ruhlarının ve bedenlerinin doyurulamadığı bir eğitim sistemi içerisinde savruluyor olmalarının temel sebeplerden biri olduğu tespiti yapılarak işe koyulmak gerekiyor.

Gençlerin katlanarak artan işsizlik, umutsuzluk, yabancı ülkelere gitme arayışları içerisinde olmaları ile gençlerin yarınlarına yönelik ülkesinde planlar kuramayışının nedenleri de burada aranmalıdır.

  Daha çocuk yaşlarında yeteneklerini ortaya çıkaramadığımız buna karşın bolca güvensizlik ve beceriksizlik aşıladığımız geleceğimizin filizlerinin gürleşmesini sağlam köklere ve gövdeye sahip olarak toprağına bağlanmasını nasıl bekleyebiliriz.

  Bu beklenti içerisinde olmak ne kadar gerçekçi olur?  sorgulamak gerekir.

 “Yetiştirmek istediğimiz insan profilini ortaya koymadan ve Türkiye’nin eğitimde ihtiyacı olan paradigmayı belirlemeden ruhu, istikameti, gaye ve felsefesi olan bir evrensel pedagoji yaratmamız güçtür. Bu bakımdan insan, 2023 Eğitim Vizyonu’nun odak noktasıdır”. Diyen bu vizyona acaba hangi eğitim sistemi ile ve nasıl ulaşılacağı planlanıyor? diye sormadan iki yıl sonrasının bu vizyonundan tavşan çıkmasını mı bekleyeceğiz.

    Yetiştirilmek istenen insan profili, genç profili bu mu yoksa……….Belki de….

“Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve kültürün olumlu fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Özgür fikirler uygulamaya geçtiği zaman, Türk milleti yükselecektir.” Diyen kararlı ve ne yapılması gerektiğini söyleyen Atatürk’ün çizgisinden uzaklaşıldığı, çocuklarımızın ve gençlerimizin özgür fikirlerine kulak verilmediği sürece üreten ve yükselen bir Türkiye daha da hayal olacak görünüyor.

 Fakat her şeye rağmen emperyalist, sömürgen, kapital güçleri defetmiş kendi küllerinden doğmasını bilmiş bir ulusun genlerini taşıdığımız gerçeğini de hiç akıldan çıkarmadan 1919 Mayıs’ın 19’u günümüz kutlu olsun………….

 



ARŞİV YAZILAR