Abidin Yağmur | Boksör haşat ama gazetecilik de nakavt | Güney Gazetesi Mersin
Abidin Yağmur

Boksör haşat ama gazetecilik de nakavt


“Senin bu başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmez” demişler ya…

Bundan sonra o sözü, “Senin bu başına gelen Mersin’deki boksör heykelinin başına gelmez” diye değiştirmek mümkün.

Kendi halinde, sakin sakin bir kavşakta beklerken, kimseye faydası da yok, zararı da bir yok fukara iken bizim boksör heykeli, yurt çapında meşhur oldu mu küt diye!

*

Bu toplumun sanatla derdi vardı zaten öteden beri.

Özellikle heykelle derdi vardı.

“Ben öyle sanatın içine tükürürüm” diyen belediye başkanı görmedik mi?

“Oraya bir ucube koymuşlar” sözü de hâlâ kulaklarımızda.

Mersin’deki heykel tartışmasının da “ucube” benzetmesi üzerinden gitmemesi şaşırtıcı olurdu.

Allah’tan meslektaşımız Soner Kan, “Mersin’in ucubesi” diye başlık attı da geride kalmadık o konuda!

Helal olsun Soner’e, büyük adam vesselam!

Koreli bir sanatçının kendi ülkesinin kültürüne göre, mizahına göre yaptığı heykeli şöyle bir inceledi, orasından baktı, burasından baktı, hım dedi, mım dedi, o dedi, bu dedi, ucube ilan etti mi küt diye!

*

Şimdi konu heykel olur da, ucube heykel olur da sosyal medyayı seven gazeteciler, yazarlar bu işe seyirci kalır mı?

Nihat Genç, her şeyi bilen, bütün sırları çözen büyük şaman, ulular ulusu bilge, bu konuya da el attı, bizim fukara boksör heykelini, hiç ilgisi olmamasına rağmen merhum boksörümüz Sinan Şamil Sam’a benzetti.

Benzetmekle kalmadı, “Bu heykeli yapan Sinan’a benzetememiş” dedi.

Bizim fukara boksör heykeli, Sinan Şamil Sam heykeli oldu mu küt diye.

*

Nihat Genç yazar da Ahmet Hakan geride kalır mı?

O da Hürriyet’teki köşesinden bir yazı döşendi, hem de ne yazı.

Kocaman bir fotoğraf da koydu, işte o heykel diye.

Bizim fukara boksör heykeli medyatik oldu mu küt diye.

*

Mahallede kavga varsa Nihat gelir, Ahmet gelir, bir de ünlü oyuncu gelmezse yüreğimize dert gelir.

Sağ olsun Ata Demirer yüreklerimizi derde gark etmedi.

O da girdi mahalle kavgasına.

Fakat o, bizim fukara boksör heykelini kendi filmindeki boksör karakterine benzetti.

Nalıncı keseriyle taş heykel yapılır mı?

Yapılmaz.

Ama bizim fukara boksör heykeli Berlin Kaplanı oldu mu küt diye.

Fakat heyhat mahalleli kavgayı, gürültüyü, linçi, manipülasyonu seviyor.

Ben, etim ne budum ne, kendimce bu yalan furyasını durdurmaya çalışıyorum; heykel bizim boksörlerden biri değil, heykeli yapan sanatçının yorumu böyle, ortada bir beceriksizlik yok adam öyle yapmak istemiş öyle yapmış diyorum ama ne fayda tabibim, ne fayda sultanım.

Mahalleli türlü efsanelere konu ediyor.

Bizim fukara boksör heykeli sabahleyin Muhammet Ali Clay oluyor küt diye.

Öğlene doğru Mike Tyson…

Öğleden sonra Pele…

Akşama doğru Beckenbauer..

Akşam Nadya Komanaçi…

Geceye doğru Ben Johnson…

Gece yarısı Hagi, Popescu, Lucesku…

Fukara heykel herkesin kafasında kılıktan kılığa giriyor mu küt diye.

*

İşin acısı şu…

“Bu heykel güya Mike Tyson’ı resmediyor” desen inanacak milyonlarca insan var.

Gazetesinde “Bu nasıl Mike Tyson ya” diye yazacak çok gazeteci de var.

Onun için heykeli bir yana bırak, bizim yerel medya, ulusal medya rezil rüsva oldu mu küt diye.

*

Medya böyle rezil rüsva olunca “Oğlum Abidin” dedim kendi kendime “tarihi bir olaya tanıklık ediyorsun. Medya eleştirisi yazıp iğneyi sosyal medyacıya çuvaldızı gazeteciliğe batıracak zaman.”

Oturdum bir yazı yazdım, medya ne yapmalıydı, gazeteci ne?

Sosyal medya ne yaptı, sosyal medya kullanıcısı ne?

Mersin’den bir gazetecinin haberi üzerinden gittim, kadındır, erkektir demeden.

Fakat birkaç meslektaş konuyu kadınlık, erkeklik, erklik meselesine çekti, ben kadın düşmanı ilan edildim mi küt diye.

Fakat mahalle kavgası bu, kadın düşmanı ilan etmek keser mi?

Kesmemeli.

Pohpohlanmış gazeteci de oldum küt diye.

Üsten bakan, kimseyi beğenmeyen, kadın gazetecilere mobbing yapan, medyadaki eril güçten cesaret alan, ayrımcı, cinsiyetçi, yağcı, e bütün bunlar olmuşken bir de yalancı gazeteci ilan edildim mi küt diye.

*

Demokrasi niye var?

Düşünce özgürlüğü niye var?

Twitter’da hesap açan herkes, bir yazısını beğenmediği herkesi kadın düşmanı, yalancı, yağcı ilan etsin diye.

Mesleki bir tartışmayı dileyen kadın meselesine, dileyen başka meseleye çeksin diye.

Yaşadım, gördüm, öğrendim küt diye.

 

 

 

 

 

 



ARŞİV YAZILAR