Naci Sapan | Din devleti mi? Laik Devlet mi? | Güney Gazetesi Mersin
Naci Sapan

Din devleti mi? Laik Devlet mi?


Ortadoğu’daki ve diğer coğrafyalarda cereyan eden hadiseleri masaya yatırdığımızda, Türkiye'deki laik devlet anlayışının Cumhuriyetle birlikte varlığının, devamının ne kadar kıymetli, anlamlı olduğunu çok net görebiliyoruz.

 

Barışla, kardeşlikle, dostlukla, ortak yaşam anlayışı laikle buluştuğu için, ülkede zaman, zaman sıkıntılar yaşansa da bir süre sonra toparlanma imkânı bulunabiliyor. Zaten laik cumhuriyetin kıymeti de bu nedenledir.

 

İran’da da Cumhuriyet var, ancak laik değil.

Zaten sorunlarda bu nedenledir.

1980’li yılların başından beri İran’ın Cumhur’u, yani yurttaşı mutlu değil, huzurlu değil, geleceğinden umutlu değil.

 

Sadece şeriat yönetimi, din devleti olma iddiasında olan coğrafyaların tamamında kan, kin, öfke, nefret var, ölüm var, yıkım var. 

Müslüman’ı Müslüman’a öldürtüyorlar.

Neden?

Ne uğruna?

 

‘yaratılanı yaratandan dolayı seviyoruz’ sloganı ile insan ‘Sevgisine’ kan bulaştıran, insan kandıran anlayışın, yaratılanı gözünü kırpmadan öldürdüğüne, işkence ettiğine tanıklık ettik.

Soru işaretli coğrafyalar!

*

O nedenle diyoruz ki;

Din-şeriat devleti değil,

Demokratik, Laik Cumhuriyet.

 

 

Tüm kesimlerinin güvencesi olan Laikliği sürekli gündemde tutmak, tartışmak gerekiyor, içine çekilmek istendiğimiz bu kaotik ortamda.

 

Laikliğin; Devletin dinler arasında ve dini görüşlerle, dini olmayan görüşler arasında pozitif veya negatif ayrımcılık yapmaması gerektiği temel düşüncesine dayanan siyasal ve hukuki ilke olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir.

 

Topluma dayatılmak istenen belli bir din veya mezhebin yönetim anlayışının kamu hayatı üstünde tek başına etkili olması, giderek hâkim anlayışa dönüşmesinin önünde bir şekilde engeller yaratmak gerekiyor. Çünkü böyle bir anlayışın kamu düzenini bozan, farklı din, mezhep, etnik kökenli yurttaşlar topluluğu arasına fitne, fesat ve nifak sokan bir anlayış olduğu gerçeğini akli selim düşünen hiç kimsenin inkâr etme şansı yoktur.

 

Laik yönetim biçiminin, insanın inanç, ibadet, vicdan ve düşünce hürriyetinin devlet tarafından güvence altına alındığı bir anlayış olduğunu şimdiki zamanda bıkmadan konuşmak, yazmak ve tartışmak gerekiyor.

 

Laiklik, kesinlikle dinsizlik demek değildir ve devletin vatandaşlarına din ayrımı yapmaksızın hizmetlerini sunmasını gerektirir. Din ve vicdan hürriyetinin teminatı olan laiklik, herkesin istediği dini seçme ve gereğini yerine getirme hakkını öngörür. Bu temel prensiplerin ise İslam dini ile ters düştüğünü söylemek, ancak ve ancak İslam dininin, gerçekte ne olduğunu bilmemekle izah edilebilir.

Bu nedenle, laikliğin toplumun bütün kesimlerinin güvencesi olduğunu konuşmak ve tartışmak istedim. Ve mutlaka tartışılması gereken bir süreçten geçiyoruz.

 

 

 



ARŞİV YAZILAR