Yasmina Lokmanoğlu | Kendi Kendine Yetme | Güney Gazetesi Mersin
Yasmina Lokmanoğlu

Kendi Kendine Yetme


Ben kırsalda yaşayan bir insanım. Gerçi 2014 yılından itibaren değişen yerel yönetimler yasasından sonraköyler büyük şehir sınırlarına girdi. Buna rağmen biz şehir merkezinden 13 Km. uzaklıkta yaşıyoruz ve halen şükür kırsal bölge. Tabi ki mutfak ihtiyaçlarım için en az bir kez şehre inerim. Gerçi köyde özellikle yazın mevsimlik sebze ve meyve yetişişiyor ama yetmiyor. Köylü ise haftada bir kez arabasıyla gelen çerçiden alışveriş yapar. Yani hepimizin evimizi çevirmek için dışarıdan alışveriş yapmaya ihtiyacımız var.

1980 lerden evvel köylümüz kendi buğdayını ekermiş. Ekşi maya evden eve gezer ekmeklerini yaparlarmış. Bulgurlarını kaynatır. Kışlık olarak hazır ederlermiş. Hayvanları varmış. İlkbahardan kış için peynirlerini hazır ederlermiş. Üzüm mevsimi gelince mahsulü satar, kalan ile de pekmezini, sirkesini yaparmış. Kendi ekip dikmediği ürünüde komşusu dikermiş. Yine köyün içinden hallederlermiş. Çamaşırları kül ile yıkar, bembeyazda yaparlarmış. Herkesin arsası, tarlası kendine yetermiş.

Kendi kendine yetme olayı Yörüklerde de varmış. Hayvan yetiştiren yörük, kıllarından çadırını yapar, kilimini dokurmuş. Durduğu ilk noktada kışlığını ekermiş. Daha yukarı çıkar. Kışlık, yağını peynirini hazırlar, döner yarı yolda buğdayını toplar, kışlığını hazırlarmış. Ne zaman cep telefonları, telefonlar çıkmaya başlamış, masraf büyümüş, elden avuçtan gitmeye başlamış.

Şimdi bilim insanları bu örnekleri araştırıyor. Acil bir durumda insanoğlu kendi kendine yettiği dönemlerde yaşama biçimi nasıldı? Nasıl kendi kendine dışarıdan girdisi olmadan yaşardı? Yurt dışında yeni bir kumaş dokuma yerine kullanılmış kumaşları tekrar pazara kazandırıyorlar.

Önümüzdeki dönemde Covid ten sonra artık çok tartışılan bir konu olacağa benziyor.

Hepinize iyi haftalar,



ARŞİV YAZILAR