Kaynağını İnsan Sevgisinden Almayan Bir Sanat Eseri Yoktur
Aç bu insanlar azizim aç!
Kimi bir lokma ekmeğe,
Kimi bir yudum sevgiye,
Kimi şefkate merhamete,
Kimi hakka, adalete,
Kimi sanata şiire,
Kimi de kırk katır yükü bilgiye muhtaç...
Tekdüze değildir yaşam. Kimi zaman azgın bir nehir gibi kükrerken, kimi zaman dalgalarını yutmuş ölü bir deniz gibi sakin ve sessizdir. Zordur bu gelgitlerde insanın yolunu bulması.
İnsan da öyle değil mi? Bazen konuşmaz susarsın, bazen de sustuğun için kendine kızarsın.. Bazen hüzünlenir mutsuz olursun, bazen de mutlu olmaktan kaçarsın... Bazen değer verirsin birine ama bazen de onun değersizliğine verdiğin değere pişman olur kendine kızarsın...Bazen konuşmak dertleşmek istersin biriyle ama bazen de insanların iki yüzlülüğü gelir aklına vazgeçersin...Yine susarsın...
Zira yaşadığımız hayatın inişleri ve çıkışları vardır. Önemli olan o iniş ve çıkışlarda rotayı şaşırmamak, yalpalamamak, doğruyu, eğriyi, erdemi, yandaşlığı, rant elde etmeyi, adamsendeciliği birbirinden ayırmaktır.
Hayatta sevgi kadar acı da vardır, yıkım da... Kaynağını insan sevgisinden almayan bir sanat eseri var mıdır? Bence yoktur. O halde insan sevgisi nedir? Bunu bilmek, anlamak, hissetmek önemlidir. İnsan vardır bir lokma ekmeğe, insan vardır bir yudum sevgiye, ilgiye muhtaçtır...
İnsan vardır ilgiyi ve sevgiyi hak etmez. Sonuçta doğru olanı seçmek gerekir.
Doğru olmak ise en başta dürüst olmayı gerektirir. Yalpalamamak, çıkarımız için diğerini ötelememek, sarsmamak, yok etmemek insanlığın ve doğruluğun bir gereğidir. Gelişmek, hayatın yaşanabilir olmasını sağlamak ise adaletsizliğe son vermekle mümkündür.
Hayatta araya mesafe koyacağımız insanlar mutlaka vardır. Bunu yaparken; kırarak, dökerek değil, yanlış olanı anlatarak yapmalıyız. Anlamayanı da hayatımızda tutmayalım. Dost olup güveneceğimiz insanlar da azımsanmayacak kadar çoktur hiç şüphesiz. İnsanları tanımak kolay değildir, bu aynı zamanda herkesin isteğidir. Bir diğer önemli davranış şekli de, insanları kendi arzu ve isteklerimiz doğrultusunda yönlendirmek yerine, onları anlamaya çalışmaktır.
Okurlarıma sevgiler,