AH BİR KORKMAYABİLSEK...
Biz korkağız..
Öyle ki;
Korkumuzu
Söylemeye bile korkarız.
Yüksek sesten,
Cazgırdan,
İftiradan ödümüz patlar.
Yalancıya “yalancısın”,
Dolandırıcıya “dolandırıcısın”,
Hırsıza “hırsızsın”,
Haksıza “haksızsın”,
demeye korkarız...
“Desek desek de
Ya bir de dayak yersek”
diye korkarız.
Küçükken anamız dövmüş,
kadından korkarız.
Babamız dövmüş,
erkekten korkarız.
Yetişkinlikte yemişiz copu,
polisten korkarız.
Askerde yemişiz “Osmanlıyı”,
komutandan korkarız.
“Para” demiş,
para vermişiz.
“Can” demiş,
atamızı, yavrumuzu,
canımızı vermişiz.
Devletten korkarız.
Hakimden korkarız.
Avukattan korkarız.
Savcıdan korkarız.
Mahkemeden korkarız.
Mübaşirden bile korkarız.
Padişahtan, saraydan korkarız.
Cumhurbaşkanından,
Bakandan,
Vekilden korkarız.
Belediye reisinden,
Müdürden, şeften zaten korkarız.
Ağadan, şıhtan, zenginden
ezelden korkarız.
Hepsini elimizle icat eder,
“icat ettiklerimizden” korkarız.
Otobüs durağında,
Kahvehanede, meyhanede, k...hanede
“cart-curt” ederiz
Ama
Kulaklarına gitmesinden korkarız.
Yüz yüze gelsek gevşeriz...
Yalakalık da ederiz;
“Benim oğlana bir iş”..
“Amca oğlunun tayini”..
“Bir yerlere müdürlük”..
Dışarıda tavşan, evde aslan kesiliriz.
Bunalımımızı
Karımızdan, kızımızdan, çocuğumuzdan
Kocamızdan çıkarırız.
Keser doğrarız.
Yaşamaktan korkar, canımıza kıyarız.
Utanırız etimizden bedenimizden,
cinselliğimizden korkarız.
Kendimizi tanımaktan korkarız...
Aşamayız benliğimizi,
Tanışamayız kendimizle,
Ruhumuzdan korkarız.