Yasmina Lokmanoğlu | Eski Piknikler | Güney Gazetesi Mersin
Yasmina Lokmanoğlu

Eski Piknikler


 

Çocukken ilkokulda İlkbahar gelince pikniğe giderdik. Öğretmenimiz bize getireceğimiz ürünlerin listesini verirdi.

Menümüz kuru köfte, patates salatası, haşlanmış yumurta, ekmek ve  zeytinden oluşurdu. Bir gün önceden annelerimiz tarafından hazırlanan ürünler sabah sefertasına dizilirdi. Kimimize yere serilecek örtü, kimimize atlama ipi, kimimize yakan top oynamak için top getirmek düşerdi. Yere serilen savan, evde eskimiş pamuklu eşyalar makasla incecik şeritler halinde kesilip, dokumacıya yollanırdı. Bu kumaşlar değerlendirilir ve yolluğa dönüşürdü. İşte bizim evlerden getirdiğimiz yolluklar bunlardı.

O zamanlar deniz kenarı da  dağlar da bir kişiye ait değildi. Sıra sıra siteler veya evler deniz kenarlarını kapatmazdı. Mersin’in kuzeyi ormanlık alanlar ile kaplıydı. Siteler duvarlar yoktu. Heryer neredeyse herkese açıktı. Ortak kullanım alanlarını birbirimizi rahatsız etmeden kullanırdık. Biz, siz yoktu. Kamusal alanlarımızı elimizden geldiği kadar temiz tutardık. Geniş piknik alanları bizler için, asırlardır yürüyen ve keçileri ile dağları koruyan Sarıkeçililerin Toroslarda bir kuzeye, bir güneye özgürce gezebildikleri zamanlardı. Ebeveynlerin çocuklarına kendi görüşlerine göre okul seçmediği dönemlerdi.

Bugün şehrimizin nüfusu hormonlu gıdalar almışçasına şişerken, şehrin liberal yapısı çok değişmedi. Ama siz ve biz oluştu. Kimsenin kimseyi çok rahatsız etmemesinin sebebi şehirde herkesin kendine göre gittiği alanların olmasından kaynaklı diye düşünüyorum. Doğaya saygımız çok azaldı. Kamusal alanlar hızla özelleşiyor ya da çitlerle çevriliyor. Gruplaşma oluştu.

Piknikle başladığım yazıma neden ayrımcı söylemleri eleştirerek devam ettiğimi düşünebilirsiniz. Sebebi artık ben de bu böyle yapılır , diye başlayan cümlelerden, farklılıkların yan yana piknik yapamamasından, insanların doğaya açgözlülükle saldırmasından ve gözlerindeki maddiyat işaretlerini görmekten ve duymaktan bıktım. Böyle bir şehirde izole yaşamak istemiyorum da ondan konuyu size ve bize getirdim.

Arkadaşlar önümüzdeki dönemlerde dünya o kadar hızla kabuk değiştirecek ki sizler ve bizler bu hıza ayak uyduramayacağız. Belki de biz diyenler siz durumuna düşecek, siz diyenler de biz durumuna düşecek. Onun için hep beraber güzel bir gelecek için doğayı ve doğada yaşayan bütün canlıları ayırmadan sevelim, sayalım. Ortak yaşam alanlarımızı da gelecek nesillere aldığımız gibi devretmeye çalışalım.



ARŞİV YAZILAR