Ergün Parlat | DÜŞ PEŞİNDE | Güney Gazetesi Mersin
Ergün Parlat

Ergün Parlat

DÜŞ PEŞİNDE


Hiçbir şey olmayan bir yerde herhangi bir şey var mıdır?

Kendimizle ilgili daha derin bilgiler edinebilir miyiz? Nasıl? Kendini bilen kaç tane insan var şu dünyada? Gösterir misiniz?

Bu dünya neden şu anda bulunduğu gibi? İnsanların büyük bir çoğunluğu niçin bu dünya ile uyumsuzluk yaşıyor?

Yeniden başlamamız olanaksız bu yaşama. Artık, ‘her gün yeni bir başlangıçtır’ diyerek geçiştireceğiz  konuyu.

Dışarıdan bakıldığında mutluymuş gibi görünen kent insanının umarsızlığını, yalnızlığını gözlemliyoruz hep.

Aslında hepimiz ‘biraz daha bekleme’ konusunda sabırlı ve başarılı değiliz. Biz düşlerimizi yıllar boyunca oluşturur, besler, büyütürüz. Bekleriz ve umarız. Ancak dünya, yaşam ve zaman; üçü el ele vererek düşlerimizi, beklentilerimizi, ümitlerimizi birkaç saniye içinde yerle bir edecektir. Bize gökyüzüne doğru yükselen toz bulutuna bakakalmak kalır yalnızca.

Sevdiğimiz güzel kızın akıllı, aynı zamanda dürüst olduğuna kimse inanmaz, ama biz inanırız. Hem de fazlasıyla.

Yürüyeceğin doğru yolu kendin bulacaksın. Çünkü hiç kimse seni; ‘Hey dostum! Yanlış yolda yürüyorsun!’ diye uyarmaz.

Biz erkekler özgür olduğumuzu duyumsuyoruz, kadınların özgürlüklerini kısıtladığımızda, hatta ellerinden aldığımızda.

Bir eşkıya grubundan kurtulan çok sevinir, ancak çok geçmeden başka bir eşkıya grubu karşısına dikilir.

Kimi zaman ‘acaba doğru şeyleri istiyor ve bekliyor muyum?’ diye kuşkuya kapıldığımız olur.

Ömür içinde bir yerde bir insanla arkadaş oluyoruz, ama çoğu zaman böyle biriyle ömür boyunca arkadaş kalamıyoruz.

Daha çok soruları yanıtlamamız istenir, soru sormamız değil. ‘Uykuda neden sıçrandığını’ sormak da kolay değil, yanıtlamak da.

Bir aşkın gerçek olup olmadığını onaylatacak bir noter bulamazsınız. Ya özgürlüğü ya da mutluluğu seçmeniz gerekir. İkisi aynı anda verilmez.

 

Düzenek, daha önce yaşadığımız sıkıntıları, yıkımları yeniden, yeniden, bir daha, bir daha yaşamamız için kurgulanmış. İki parantez arasına alarak koruyor kendisini. Kim daha çok aldatıyorsa, en akıllı o sayılıyor. En çok yük taşıyanlar ve en çok canı yakılanlar ise en uslu çocuklar oluyor.

 

 

 

Niyazi Ergün Parlat



ARŞİV YAZILAR