Prof.Dr.İsmail YAĞCI  | Satın Alma Paritesine Göre Gelirimiz | Güney Gazetesi Mersin
Prof.Dr.İsmail YAĞCI 

Satın Alma Paritesine Göre Gelirimiz


Geçtiğimiz günlerde düzenlenen 3. Finansın Geleceği Zirvesi’nde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Milli gelirimiz yaklaşık 1.1 trilyon dolar civarına ulaştı. Bu önemli bir eşik. Satın alma gücüyle zaten Türkiye dünyanın en önemli ekonomilerinden birisi; 11'inci sırada" dedi. Sayın Bakan’ın konuşmasında geçen bu ifade hakkında biraz daha ayrıntılı bilgi vermemiz lazım.

Öncelikle aşağıdaki tabloya bir bakalım. IMF ve USB-Credit Suisse 2023 verileri ile hazırlanan bu tabloda Nominal Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, Satın Alma Paritesine Göre Gayrisafi Yurtiçi Hasıla,  Kişibaşı Nominal Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, Kişibaşı Satın Alma Paritesine Göre Gayrisafi Yurtiçi Hasıla ve Toplam Servet verilerimiz bulunuyor.

Nominal olarak dünya ekonomileri içinde 17nci sıradaki yerimiz satın alma gücü paritesine göre hesaplandığında 11nci sıraya yükseliyor. Buna göre Bakan Şimşek doğru söylüyor. Ancak, tablonun tamamını anlatıyor mu?

Bir ülkenin kişi başı satın alma gücü paritesine (SAGP) göre gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH), belirli bir yılda bir ekonomide üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin SAGP değerinin aynı yıl için ortalama (veya yıl ortası) nüfusa bölünmesiyle elde edilen bir değer. Bu, kişi başına düşen nominal GSYİH'ye benzer, ancak her ülkedeki yaşam maliyetine göre ayarlanıyor.

Ekonomiler arasındaki yaşam standartlarındaki genel farklılıkları karşılaştırırken SAGP esasını kullanmak tartışmasız daha kullanışlı çünkü SAGP yalnızca gelirdeki gerçek farklılıkları çarpıtabilecek döviz kurlarını kullanmak yerine göreceli yaşam maliyetini ve ülkelerin enflasyon oranlarını da hesaba katıyor.

Kişi başı gelirde nominal olarak 74ncü sıradayız, ancak SAPG sıralamada 41nci sıraya yükseliyoruz. Yani, dünyada 40 ülkenin SAPG kişi başı geliri daha yüksek. Bunun nedeni nüfusumuzun fazla olması. 86 milyonluk nüfusumuza hele bir de ülkemizdeki yabancılar da hesaplamaya katılacak olursa neredeyse 100 milyona yaklaşıyor. Bu durumda aslında kişi başı gelirimiz her hâlükârda daha da azalıyor.

Ayrıca, ülkemizdeki gelir dağılımının bozukluğunun da dikkate alınması gerekiyor. Bugün tüm çalışanlar içerisinde asgari ücretli sayısının büyüklüğü, işsizlik oranları, emekli maaşlarının yetersizliği, baskılanmakta olan kurlar ve enflasyon gibi başka verilerdeki sorunlar aslında kişi başı gelirimizin refaha yansımadığını gösteriyor.

Dolayısıyla Bakan Şimşek’in ifadesinin iktisatçılar tarafından ince bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekiyor. Ancak iktisatçıların değerlendirmesinden daha da önemlisi bireysel olarak Türk halkının değerlendirmesi. Çoğunluğumuz alışverişe çıktığımızda 41,888 dolarlık bir gelirimiz olduğunu hissedebiliyor muyuz? Temel sorun esasında bu.



ARŞİV YAZILAR