Hülya Aslan | HER ŞEYE ÜZÜLMEK | Güney Gazetesi Mersin
Hülya Aslan

HER ŞEYE ÜZÜLMEK


“Acıyı bal eyledik” Hasan Hüseyin Korkmazgil’in en dokunaklı şiirlerinden birisidir. Öyle anlam yüklü öylesine bu toprakların gerçeğini haykırıyor ki okurken bedenimizin her bir köşesi iğneleniyor her bir hücremiz titriyor.

Sınırlı ve kısa ömrümüze karşın bu topraklarda yaşanılan binlerce acı içerisinden bir kaçını hatırlamak bile şiirin dizeleri ile biranda bütünleşmemizi sağlayabiliyor.

 Buna karşın hiçbir şekilde oturup ağlamamızı ya da sadece üzülmemizi anlatan dizeler olmadığını da bilmek gerekir.

 Çünkü bunun ne bir anlamı vardır. Ne de yaşam pratiğine katkısı olabilecek bir şeydir.

Dolayısıyla Amin Maalouf’un Ortadoğu insanını “Her şeye üzülen ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar” olarak tanımlamasının müthiş doğruluğu yanında eksikliği de burada yatar.

 “Her şeye üzülme” kısmı eksiktir yetersizdir ve tam karşılamamıştır Ortadoğu insanı tanımını, çünkü her şeye üzülmeyi çoktan geçti bu topraklar…hem ülkemiz için hem de diğer Ortadoğu ülkeleri için

Zira bu topraklar acının zulmün, yıkım ve kıyımın en üst boyutunu ve her ne türlü yok edilişi kapsayan ne kadar sözcük varsa hepsini gördü yaşadı ve hatta kemiklerine kadar hisseder noktaya ulaştı. Demek istiyorum ki” Her şeye üzülmek” bu topraklar için lüks kalmaya başladı artık…

Elbette üzülmek insan oluşumuzdan geliyor. Elbette bu toprakların insanları yufka yüreklidir.  

Ancak artık acılarda buluşmak, acıları paylaşmak, acıları bal eylemekten vaz geçmek gerekiyor. Bu acıların bazıları için “doğadan geliyor” ya da “Allahtan geliyor” denilse de insan elinden geldiği unutulmadan bu tip felsefeden kurtulmak gerekiyor.

6 Şubat 2023 gecesi ve sonrasında yaşadıklarımız bunları düşündürmeli hepimize.

Depremin hemen ardından gönüllü olarak gittiğim Hatay şehrinde gördüklerim, hissettiklerim iliklerime kadar soğuğun işlediği en nihayetinde sınırlı gün çadır yaşamım bana her şeye üzülmenin ne yazık ki artık bu topraklarda da lüks olduğunu öğretti.

 Değil mi ki; gelişmiş dünyanın hiçbir toprağında yaşanmasına artık asla izin verilmeyen şeylerin fütursuzca, sınırsızca ve olağanüstü pişkinlikle yaşandığı bir ülkeye dönüşmek tarifsiz acılar ve çok şey yapılması gerektiğini söylemiyor mu hepimize artık her şeye değil ama en insanlık dışı, en olmaması gerekenlerin olduğu, en söylenmemesi gereken sözlerin söylendiği ve bunlara layık görüldüğü bir halk olmak canımızı yaktığı kadar bir şeylerle ilgilenmemizi mecbur kılmıyor mu?

Acıları bal eyledik şiirinde ki şu dizelerde

kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne

olduğu gibi… geldik bugüne…

koskocaman bir yıldan sonra gelinen bugün de  6 Şubatın bütün faillerini ortaya dökmek ve her birinden hesap sormak gerekmez mi?



ARŞİV YAZILAR