Necdet Canaran | AĞAM BİZİMLE EĞLENİY… | Güney Gazetesi Mersin
Necdet Canaran

AĞAM BİZİMLE EĞLENİY…


“Cumhuriyet Halk Partisi Mersin’i DEM Partisi’ne peşkeş çekti.” diyor.

 

*

 

“Emperyalist devletler tarihsel süreçte PKK’ya görev yüklemiştir.” diyor.

 

*

 

“PKK’nın Akdeniz’e açılmak ve orada bir yer tutmak hayali ilk olarak 1999 yerel seçimlerinde uygulamaya konulmak istenmiştir.” diyor.

 

*

 

“Türkiye’nin Doğu Akdeniz’ deki en büyük ve en stratejik limanı Mersin ili Akdeniz ilçemizde bulunmaktadır. Bu liman aynı zamanda Ortadoğu’nun da giriş ve çıkış kapısı durumundadır. Akdeniz’e komşu diğer ilçe ise Toroslar ilçemizdir. HADEP’in devamı olan DEM partisinin CHP ile uzlaşmak için yüzlerce ilçe arasından Akdeniz ve Toroslar ilçelerini şart koşmaları basit bir seçim stratejisi değildir. Mersin’ de emperyalist hayallerinin kaldığı yerden devam ettirildiğinin açık bir göstergesidir.” diyor.

 

*

 

Kim diyor bunları?

Dört dönem Mersin Milletvekilliği yapan, eski Kültür Bakanı İstemihan Talay söylüyor.

Sayın Talay, deneyimli bir siyasetçidir. Ancak “kamuoyuna” bu şekilde seslenişi, aklımızla alay eder hükmündedir.

Zira DEM Parti seçimi önde bitirirse Akdeniz Belediyesi’ni yönetecektir, Akdeniz ilçesi sınırlarındaki Mersin Limanı’nı değil! Bir.

Akdeniz Belediyesi, liman sahasında yapılacak herhangi bir imar değişikliği durumunda Liman İşletmesinin başvuracağı makamdır. İki.

Akdeniz Belediyesi’nin “şu gemi girsin, şu gemi girmesin” gibi limana talimat vermesi söz konusu değildir. Bu konuda yetkili otorite Mersin Liman Başkanlığıdır, yani kamudur, yani devlet. Üç.

Mersin Limanı’nın her santimetrekaresinde, dalgaların değdiği her yerde devlet vardır. Kara ve deniz ufkuna devlet hâkimdir: Mersin Valiliği, Liman Mülki Amirliği, Gümrük Müdürlüğü, Gümrük Kaçak Muhafaza Müdürlüğü, TCDD Liman Müdürlüğü, Kıyı Emniyet Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı. Dört.

Akdeniz Belediyesi’nin mevcut ve seçimden sonra işbaşına gelecek belediye başkanının bu kurumlara emir ve talimat verme yetkisi yoktur. Beş.

Bir de “şey” diyecektim: Sayın Talay, kamuoyuna yansız ve tarafsız (!) seslenişinde 2009 yılında Kandil’den gelen PKK’lı teröristleri Habur sınır kapısında davul zurnayla karşılatanları “sehven” unutmuş. Tarih unutmaz ama Sayın Talay tarihi gerçekleri “sehven” unutur! Etti altı.

*

İstemihan Talay gibi deneyimli bir siyasetçi bunları bilmez mi?

Bilir. Bilir elbet ama ‘gerçeği gerçek şekilde söylemek’ nedense işine gelmez.

Sayın Talay, “sanki” Kibar Feyzo repliğiyle “bizimle eğleniy…”

 

*

Sayın Talay, Muz Cumhuriyetine çekilmesi gerekirken “sehven” Mersin’e gelen şurup tadındaki telgrafıyla “sanki” algı yönetimi ve manipülasyon yapmaktadır.

Kelimeleri özenle seçtiğimden iki yerde“sanki” dedim, yazıldığı gibi okunur: Sanki.

Sayın Talay, Cumhuriyet Halk Partisi’nin idare ediliş şeklini beğenmiyor olabilir. Ben de aynı noktadayım, “antin kuntin” yönetiliyor CHP. Acemice, hoyratça.

Gelgelelim Cumhuriyeti kuran partiyi Mersin şehri üzerinden, Mersin Limanı’nı bahane ederek ötekileştirmek neyin nesidir?

 

*

 

Sayın Talay, elbette istediği partiye, dilediği adaya oy verebilir, işaret edeceği partiye oy isteyebilir ama sandığa gidilirken izlediği yol şık değildir, yakışık hiç değildir.

Seçim öncesi tansiyonu yükseltmeye, ortamı germeye çalışmak, Mersin seçmenine o adı batasıca, o lanet olası, o bebek katili terör örgütünü hatırlatarak ayar vermeye yeltenmek, korku salmak, “Mersin’i, Mersin Limanı’nı ele geçirecekler” algısı yaratmak ucuz siyasettir!

Mersin huzur şehridir, hoşgörü şehridir, barış, dostluk ve kardeşlik şehridir.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde yurtta ve Mersin’de yine huzur, hoşgörü, barış, dostluk ve kardeşlik kazanacaktır.

 

*

 

Bitirirken…

Bu sıralar hayli unutkan oldum.

Büyük İskender’e ayar çekerek laf yetiştiren kimdi?

Diyojen miydi?

Sahi o laf neydi?

“Gölge etme başka ihsan istemem.”

 

*

 

Siyasetçilerin olur olmaz mevzuya Mersin şehrini, Mersin Limanı’nı meze yapmaları, ulu orta söz söylemeleri, sözcükleri boş yere harcayacak kadar sevmeleri artık kabak tadı verdi. Bıktık usandık, yıldık.

"Bu memleketi asıl, kurtarıcılardan kurtarmak gerekiyor." demişti, 27 Mayıs Askeri Müdahalesiyle ülke yönetime el koyan Milli Birlik Komitesi’nin etkin kurmaylarından Orhan Erkanlı.

Mersin şehrini ve şehrin sebeb-i mevcudiyeti Mersin Limanı’nı da bu ucuz siyasetten kurtarabilirsek her şey çok güzel olacak!

 

E, hadi artık Oğuz Atay’ın başyapıtı, “Tutunamayanlar”a tutunarak bitsin bu yazı:

“Yurdumuzun semalarında ağır bir hava esiyor Olric.

Garip işler oluyor Olric, karışık işler!

-Susalım mı Olric?

-Susalım efendimiz…”



ARŞİV YAZILAR