Hülya Aslan | MUTLULUĞUMUZ NELERE KARŞILIK ELİMİZDEN ALINDI? | Güney Gazetesi Mersin
Hülya Aslan

MUTLULUĞUMUZ NELERE KARŞILIK ELİMİZDEN ALINDI?


Mutsuz çocukluk ve mutsuz gençlik mutlu yaşlılık getirir mi?

Kısmen olabilir varsayımını düşünecek olsak bile genel olarak hepimizin vereceği yanıt hayır olacaktır…

Her ne kadar mutluluğa giden yollar sekiz milyar insana göre sekiz milyar farklılık gösteriyor gibi kitapsal sözler söylense de mutluluğunda olmazsa olmaz gerçekleri olduğunu da biliriz .

Söz gelimi yeme içme ,barınma ve güvende olma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanların mutlaka mutlu olabilecekleri bir şeyler bulacağını söylemek ne kadar insani olur?

Ya da insan türünün mutluluktan ne anlaması gerektiğini romantik açıklamalara sıkıştırmak ne kadar insaflılık olur?

Böylesi bir yaklaşım doğrudan toplumu kandırma, çıkarların söz konusu olduğu mutluluk satma safsataları ya da fıtrat hikayeleri değil midir?.

Sağlıklı beslenemeyen gençlerimiz ve sağlıklı beslenemeyen çocuklarımızın sağlıklı yaşlılığı olabilir mi peki?

Sağlıksız beslenmenin yaratacağı zihinsel ve bedensel gelişme bozukluğu ile obezitede Avrupa birincisi olmuş gençlerimiz ve çocuklarımızın vücutlarında ve ruhlarında yaratacağı olumsuzluklar yaşlılıkta tersine mi dönecek?

Mümkünü olabilir mi böyle bir şey?

Karnı aç çocuklarımıza, barınma, iş, aş sorunu yaşayan gençlerimize “bak hayatta mutlu olacak neler neler var” demek en hafifinden “tok açın halinden ne anlar” manasına gelmez mi?

Yahut gece yarısı kemikleri sızlatan soğuğa rağmen kıyma et kuyruğunda bekleyen yaşlılarımızın şükür etmelerini salık vermek ve o uzun kuyruklarda utana sıkıla sıraya giren yaşlılarımıza hayatın güzel penceresi olduğu safsatalarını söylemek ne türden bir insanlık olabilir?

Sonuç olarak çoğalan ve çoğaltılan mutsuzluk kaynakları en çok çocuklarımızı ve gençlerimizi vuruyor ama bunun geçici olmadığı ve ülkenin yüzde sekseninden fazlasının durumunun bu olduğu  raporlarla açıklandığına göre bugünün gençleri ve çocuklarını bugünün yaşlılarından bile daha zor yaşlılık süreci bekliyor olmaz mı?   

Öyleyse çocuklarımızı ve gençlerimizi mutsuzluğa sürükleyen olguları ve onlara bunu reva görenleri tespit etmeden literatürden sözler söylemenin hem hiçbir manası hem de pratikte hiçbir karşılığı olmayacaktır.

Çünkü her hangi bir hormonal, fizyolojik ve psikolojik sorunu olmayan (ergenlik döneminde ki iniş ve çıkışları bir tarafa koyacak olursak) ve sizin olamaz ya da uçuk diyeceğiniz pek çok şeyi kafasında olacak gibi canlandıran uçsuz bucaksız hayalleri, umutları ile aşkları ve coşkularıyla yaşamına renkler katmak isteyen gençlerimizin bu sevincini isteğini dolayısıyla mutluluğunu 

 Finlandiya, Danimarka, İzlanda, İsveç, İtalya, Almanya da ki gençlerden yüz basamak geriye düşürecek neler yapıldı da 101.basamakla  Afganlı, Iraklı, Faslı, Cezayırlı, Lübnalı kısacası Ortadoğu ve Afrikalı gençlerle  buluşturuldular

Kaldı ki bu ülkelerin gençlerinin mutsuzluğunu anlamamız hiç de zor değilken Hep birlikte çocuklarımızın ve gençlerimizin mutluluğu nelere karşılık yok edildi? Diye sormamız ve Pazar günü yapılacak seçimleri bu açıdan da dikkate almamız gerekmez mi?



ARŞİV YAZILAR