Mersin’e değer katan bir diğer şahsiyet: Arife Abla
Mersin kentinin sahipsiz kaldığı ve merkezi yönetimden yeterince destek almadığı konusunda genel bir kanı var. Sanırım bu kanıyı pek çok Mersinli hissediyor ve zaman zaman bu sahipsizliğin acısını içinde hissediyor.
Bu açıdan bakıldığında, bu kent için önemli katkılarda bulunan bireylerin unutulması ve hayırla anılmalarının gerekliliği daha da önem kazanıyor.
Geçen hafta bahsettiğim Muzaffer Alap, sadece Mersin tarımına değil, Çukurova tarımına da yön veren önemli bir araştırmacı olmasının yanı sıra köylülerin gönlüne taht kurmuş değerli bir kişilikti.
Trabzon doğumlu olan Alap'ın, kente büyük değer katmış olması nedeniyle, adının şehirde bir sokağa ya da caddeye verilerek yaşatılması ya da en azından hakkında bir belgesel yapılarak genç kuşaklara anlatılması gerekmektedir.
Bu bölgeye katkıda bulunan bir diğer önemli isim ise Arife Karcıoğlu'dur.
Van doğumlu olan Arife Karcıoğlu, Muzaffer Alap gibi Tarsus Sulu Ziraat Araştırma Enstitüsü'nde araştırmacı olarak görev yapmıştır.
Arife Karcıoğlu, Almanya’dan Antalya’ya çilek fidesi getirildiğini duyunca, bu fırsatı değerlendirmek için defalarca Mersin’den Antalya’ya gidip gelmiştir.
Silifke'nin çilek yetiştiriciliği için son derece uygun olduğunu belirleyen Karcıoğlu, deneme çalışmaları yapmak üzere Silifke Atayurt'ta küçük bir tarla satın almış ve hatta memurluktan istifa ederek buraya yerleşmiştir.
Başlangıçta, çiftçiler çilek fidelerine yabancı oldukları için Karcıoğlu'na gülmüş ve hatta alay etmişlerdir. Ancak o, ziraat yüksek mühendisi olarak, çilek fidelerini çoğaltıp başarıyla tarlaya dikmiştir.
İlk başta iyi verim almasına rağmen pazarlama konusunda zorluklar yaşayan Karcıoğlu, Mersin ve İstanbul piyasalarına kendi imkanlarıyla çilek yollamak zorunda kalmıştır.
1960’larda Silifke ekonomik olarak zor günler geçirirken, bölgedeki birkaç çiftçi Karcıoğlu'ndan fide alarak dikim yapmış ve bu çiftçilerin elde ettikleri yüksek gelir, çilek üretiminin yaygınlaşmasını teşvik etmiştir.
Arife Karcıoğlu, bölge çiftçilerinin kötü dönemlerini çilek üretimi ile iyileştirmiş ve zamanla "Arife Abla" olarak anılmaya başlamıştır.
Arife Abla'nın ölümünden sonra, Atayurt belediyesi onun adına bir heykel yaptırarak sebze halinin ortasına dikmiştir.
Trabzon doğumlu Muzaffer Alap'ın ve Van doğumlu Arife Karcıoğlu'nun hikayeleri, bize Mersin'in gelişiminde farklı kaynakların ve kültürlerin önemini göstermektedir.
Bu iki örnek şahsiyet, Mersinliliğin dar bir mikro milliyetçiliğe indirgenemeyecek kadar geniş bir kimlik olduğunu ve bireysel çabaların ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatmaktadır:
Mersin'e değer katanlar grubunda dahil olmak için de birilerinden icazet almak da gerekmiyor.
Eski bir Topraksu araştırmacısı olarak;
Muzaffer Alap ve Arife Abla yolundan gitmek yeterli olacaktır.
Teşekkürler; Muzaffer Alap ve Arife Abla.
Bu kentte değer katmak, ancak emekle, somut eslerlerle ve sevgiyle mümkündür.
Mersin'e değer katanları yazmaya devam edeceğim.