İrem Yıldız | KAÇMANIZ GEREKEN KATKI MADDELERİ | Güney Gazetesi Mersin
İrem Yıldız

KAÇMANIZ GEREKEN KATKI MADDELERİ


Mutfağınızdaki hemen hemen her paketli besinin içeriğine göz attığınızda mutlaka bir katkı maddesi göreceksiniz. Bunlar bir ürünün lezzetini, görünümünü ve dokusunu geliştirmek veya raf ömrünü uzatmak için kullanılır. Bu maddelerden bazılarının olumsuz sağlık etkileriyle ilişkilendirildiği ve kaçınılması gerektiği belirtilmektedir.

Monosodyum Glutamat (MSG): Lezzeti yoğunlaştırmak için kullanılan bir katkı maddesidir. Dondurulmuş yemekler, tuzlu atıştırmalıklar ve konserve çorbalar gibi işlenmiş besinlerde bulunur. 1969'da fareler üzerinde yapılan bir çalışmada büyük miktarının zararlı nörolojik etkilere, büyüme ve gelişimin bozulmasına neden olduğu bulunmasından bu yana MSG tartışılan konuların başında yerini almıştır. Bazı çalışmalar, MSG tüketimi ile beyindeki aşırı glutamat seviyelerinin sinir hücrelerinin aşırı uyarılmasına, hücre ölümüne ve beyin toksisitesine yol açabileceğini iddia etse de bu katkı maddesi kan-beyin bariyerini geçemediğinden beyin sağlığı üzerinde az etkisi olabileceği belirtilmektedir. MSG, insülin direnci, yüksek kan şekeri seviyeleri ve diyabetle ilişkilendiren hayvan çalışmaları nedeniyle metabolik bozukluk riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, bazı kişilerde MSG'ye karşı hassasiyet görülmüş ve büyük miktarda tükettikten sonra baş ağrısı, terleme ve uyuşma gibi semptomlar yaşamışlardır.

Yapay Gıda Boyası: Şekerlemelerden çeşnilere kadar her şeyin görünümünü iyileştirmek için kullanılır. Mavi, kırmızı ve sarı gibi belirli gıda boyaları bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara sebebiyet vermiştir. Ek olarak, yapılan bir incelemede yapay gıda boyasının çocuklarda hiperaktiviteyi teşvik edebileceği bildirilmiştir. Eritrosin olarak da bilinen kırmızının bazı hayvan çalışmalarında tiroid tümörü riskini artırdığı gösterilmiştir. Ancak, çok sayıda hayvan çalışması diğer gıda boyalarının kansere bir ilişkili olmadığını bulmuştur. Bununla birlikte, gıda boyaları öncelikle sağlıklı bir diyette sınırlandırılması gereken işlenmiş gıdalarda bulunur. Her zaman besin maddeleri açısından daha yüksek olan ve yapay gıda boyalarından arındırılmış besinleri tercih edin.

Sodyum Nitrit: Sıklıkla işlenmiş etlerde bulunan sodyum nitrit, bakterilerin büyümesini önlemek için koruyucu görevi görürken aynı zamanda tuzlu bir tat ve kırmızımsı pembe bir renk de katar. Yüksek ısı ve amino asitlerin varlığında nitritler, sağlık üzerinde olumsuz etkiye sahip nitrosamine birleşiğine dönüşebilir. Yapılan bir inceleme, daha yüksek nitrit ve nitrosamin alımının daha yüksek mide kanseri riskiyle ilişkili olduğunu göstermiştir. Diğer birçok çalışma da işlenmiş etlerin daha yüksek alımının kolorektal, meme ve mesane kanseri riskinin daha yüksek olmasıyla bağlantılı olabileceğini bildirilmiştir. Pastırma, sucuk, sosis ve jambon gibi işlenmiş etler yerine tavuk, dana eti, balık ve yumurta gibi sağlıklı protein kaynakları tercih edin.

Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu: Soda, meyve suyu, şekerleme, kahvaltılık gevrekler ve atıştırmalık yiyeceklerde bulunan bir tatlandırıcıdır. Yüksek miktarlarda tüketildiğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen fruktoz adı verilen şeker türü açısından zengindir. Özellikle, kilo alımı ve diyabetle ilişkilendirilmektedir. Hayvan çalışmaları yüksek fruktozun iltihaplanmayı tetikleyebileceğini belirlemiştir. İltihaplanmanın kalp hastalığı, kanser ve diyabet dahil olmak üzere birçok kronik hastalıkta merkezi bir rol oynadığı unutulmamalıdır.

Sodyum Benzoat: Genellikle karbonatlı içeceklere, salata sosları, turşular, meyve suları ve çeşniler gibi asitli besinlere eklenen bir koruyucudur. FDA tarafından genel olarak güvenli olarak kabul etse de birkaç çalışma dikkate alınması gereken olası yan etkileri ortaya çıkarmıştır. Bir çalışma sodyum benzoatın yapay gıda boyasıyla birleştirilmesinin 3 yaşındaki çocuklarda hiperaktiviteyi artırdığını bulmuştur. Sodyum benzoat, C vitamini ile birleştiğinde, kanser gelişimiyle ilişkili olabilecek bir bileşik olan benzene de dönüşebilmektedir. Karbonatlı içecekler en yüksek benzen konsantrasyonunu içerir ve diyet içecekler ile şekersiz içecekler benzen oluşumuna oldukça yatkındır.



ARŞİV YAZILAR