Ergün Parlat | ATIN ÖLÜMÜ | Güney Gazetesi Mersin
Ergün Parlat

Ergün Parlat

ATIN ÖLÜMÜ


                Köy kahvesinin önünde iki kişi oturmuş çay içiyorlar.

 

Konuk, şalvarlı ve kasketli köylüye soruyor:

  • Ağabey, senin bir atın vardı. Onunla çift sürüyordun. Ne oldu o at, duruyor mu?

Köylü yanıtlıyor:

  • Öldü, diyor.

Konuk şaşırarak:

  • Öldü mü? Yapma yav. Peki neden öldü?
  • Hastalandı.
  • Demek hastalandı ha! Neden hastalandı acaba?
  • Bakamadım.

Konuk merakla:

  • Bakamadım derken, nasıl yani?
  • Arpa pahalandı. Küspe, yem pahalandı. Alamaz olduk.

Konuk sordu:

  • Yani yeterince beslenemediği için mi hastalandı?
  • Hem o, hem de bir keresinde alanda yağmur altında kalıp ıslandıydı. Yağmur başladığında onu getirip ahıra bağlayamadım.
  • Yani üşüttü mü hayvan? Soğuk algınlığı mı?

Köylü:

  • Evet. Yağmurda ıslandıktan sonra bir öksürüğe yakalandı. Bayağı çekti, iyileşemedi. Amma öleceğini anladıydım.
  • Demek at hastalığı atlatamadı öldü, öyle mi?
  • Öyle oldu.

Konuk:

  • Çok kötü olmuş, üzüldüm.

Köylü duygulanmış gibi; kısık, buğulu bir sesle;

  • Amma çok uslu hayvandı. Avludaki yeşil darılara uzanacak olsa, uzaktan “Heeeest!” diye seslendiğim zaman hemen uzaklaşır, bir daha o yaprakları yemeye kalkışmazdı, diye tamamladı sözlerini.

 

Konuğun son sözü yine;

  • Üzüldüm, oldu.



ARŞİV YAZILAR