Dr. Öğretim Görevlisi Alaiddin Koşar | Su krizi | Güney Gazetesi Mersin
Dr. Öğretim Görevlisi Alaiddin Koşar

Su krizi


Değerli okurlar, geçen hafta perşembe günü “Küresel Su Ekonomisi” komisyonu bir rapor yayımladı ve bu raporda hiç de iyi veriler bulunmuyor. Öncelikle vurgulanan şu ki önümüzdeki 25 yıl içinde dünya gıda üretiminin yarısından fazlasının başarısız olma riski var. Bu da demek oluyor ki suda yaşanacak bir kriz gıdayı da derinden etkileyecek doğal olarak.

Bir diğer önemli nokta ise yaklaşık on yıl sonra talep edilen su miktarı arz edilen su miktarını %40 oranında aşacak ve bunun sonucunda da hem su fiyatlarında bir artış gerçekleşecek hem de gelişmemiş olan bazı ülkelerin temiz suya ulaşması çok zor olacak.

Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü direktörü ve komisyonun eş başkanlarından biri olan Prof. Johan Rockström’ün Çin ekonomisinin Ukrayna, Kazakistan ve Baltık bölgesindeki sürdürülebilir orman yönetimine bağlı olduğunu söylemesi, Brezilya’nın Arjantin’e tatlı su tedarik etmesi aslında ülkelerin su konusunda birbirine bağlı olduklarını ve bu sorunun küresel bir sorun olarak değerlendirilmesini göstermektedir.

Uzmanlar, zararlı sübvansiyonların da dünyanın su sistemlerini bozduğunu ve öncelikli olarak ele alınması gerektiğini belirtmekte. Her yıl 700 milyar dolardan fazla sübvansiyon tarıma gitmekte ve bunların büyük bir kısmı yanlış yönlendirilerek çiftçileri sulama için ihtiyaç duyduklarından daha fazla su kullanmaya veya savurgan uygulamalara yönlendirmektedir.

Raporda yer alan istatistiklere göre 2 milyardan fazla insan güvenli içme suyuna; yaklaşık 3.6 milyar insan ise güvenli sanitasyona erişimden yoksundur ve her gün ortalama 1.000 çocuk güvenli suya erişemediği için hayatını kaybetmektedir.

Su krizini engellemek ya da en kötü ihtimalle yavaşlatmak için bireysel ve toplumsal olarak çok fazla sorumluluk almamız lazım. Bu konuda kamu spotları yapılmalı, yerel yönetimler, üniversiteler, milli eğitim kurumları tarafından düzenli aralıklarla eğitimler verilmeli, tüketiciler ihtiyaçlarından fazla ürün tüketmemelidir. Aksi takdirde ya biz kaybedeceğiz, ya çocuklarımız, ya torunlarımız…



ARŞİV YAZILAR