Narin cinayeti ve Katilsiz iddianame!
Narin olayı çok ‘Narin’!
Bir iddianame hazırlandı, katiller var, katil yok. Yani, Narin olayıyla ilgili katilsiz bir iddianame ile yüz yüzeyiz. Katilsiz bir iddianame bir tarafa, küçük kızın neden öldürüldüğü konusunda da bilgi sahibi değiliz.
Soru şu; Katil kim, Narin neden öldürüldü?
Narin cinayeti, çok ciddi sorular ile gündemdeki yerini hala koruyor. Narin cinayeti konusunda hazırlanan iddianame ile nasıl bir yargılama süreci yürütülecek, bu da merak konusu. Yargılamalar açık mı, kapalı mı yapılır, bilemiyoruz, ancak, bu davanın toplumsal takipte olduğu gerçeği gözden kaçırılmasın.
Ülkede, kadın ve çocuk katilleri tur atıyor.
Narin aile arasında yok edildi, ülke onun şokunu üzerinden henüz atamadı. Hemen ardından sayısız çocuğun doktorların eliyle yok edildiği gerçeği ile yüz yüze geldik. 24 saatte 5 kadın öldürülüyor. Genç kızlar bir anda ortadan kayboluyor. Nedenini ve sorumlularını bir türlü öğrenemiyoruz.
Sahi neler oluyor?
Bu ülkede bu tür olaylar vardı da biz mi farkında değildik. Yoksa son zamanlarda hepimizin konuştuğu gibi toplumsal çürümenin sonuçları mı?
Toplumsal bir çürümenin söz konusu olduğu çok net, bunun üstüne ekonomik sıkıntılarda gelince çürümenin dozu da giderek artıyor. Bir bilim insanının TV ekranlarından söyledikleri geldi aklıma. Şöyle diyordu, “Ekonomik dengeleri sağlamak mümkün. Dünyada bu tür sıkıntılar her zaman yaşandı, düzeltildi. Ancak, ahlaki çürümeyi olumluya çevirmek çok zor.”
Toplumsal çürüme, ahlaki çöküş gibi değerleri yok eden gerekçeleri ortadan kaldırmanın yolu, toplumsal bir değişimle mümkün. Hatta son 22 yılla değerlendirdiğimiz toplumsal çürümenin önüne geçmenin bir yolu da iktidarı değiştirmektir.
Meseleyi, Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine geçiş gibi düşünmek lazım. 1923’te olduğu gibi bir başlangıç yapmak, toplumsal çürümenin önüne geçmek için önemli bir adım olabilir. O nedenle, diyorum ki, iktidar değişmeli, CHP iktidarı 1923’te olduğu gibi bir başlangıç yapmalıdır.