Baha Sadık Akıner | Takvimimde 26 Şubat | Güney Gazetesi Mersin
Baha Sadık Akıner

Takvimimde 26 Şubat


Biliyorsunuz, “Tarihte Bugün” yaparım çokça. Bende iz bırakanları tam da gününde anmaya, o kıymetli karakterleri anlamaya, hatırlamaya çalışırım.

 

26 Şubat, yani bugün baskın bir gün aslında. Bugün doğan, ölen o kadar çok önemsediğim yürek var ki…

 

*****

 

Victor Hugo mesela. Romantizm akımına bağlı Fransız şair, roman ve oyun yazarı. 26 Şubat 1802’de doğmuş.

 

*****

 

Ferhan Şensoy… Tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu; roman, deneme, günlük, televizyon dizisi ve film senaryoları yazarı, şair ve Ortaoyuncular tiyatro topluluğunun kurucusu… “Yaş 35, yolun yarısı eder” dedi mi bir oyununda, bir röportajında ya da bir duyumsamasında, bilemem. 26 Şubat 1951’de doğmuş da 70’inde ayrılmış aramızdan…

 

*****

 

Bunlar bugün doğanlar. Ya aramızdan bilmem kaç yıl önce bugün ayrılanlar?

 

64 yıl önce bugün, 26 Şubat 1961’de, felsefe öğretmeni, efsane Millî Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'nin kurucusu, Can Yücel’in “Hayatta ben en çok babamı sevdim” dediği babası Hasan Âli Yücel…

 

*****

 

26 Şubat 1984’te, toplumcu-gerçekçi şiirin önde gelen temsilcilerinden, kavganın şairi Hasan Hüseyin Korkmazgil… Hani şu,

 

“bir oğlum olacak adı Temmuz

uykusuz

korkusuz

beter mi beter

ben beynimi satarak yaşıyorum

o benden proleter

 

bir oğlum olacak adı Temmuz

karataşın göbeğinde aşk

karataşın göbeğinde barış

karataş çatladı çatlayacak

bende bitmeyen kavga

onda yeniden başlayacak

 

bir oğlum olacak adı Temmuz

öfkede benden fırtına

sevgide deniz

ne samanyollarının ulu kervanları susuzluğumun

ne kutup şafaklarında tanrılaşması ilkelliğimin

temmuz gibi sıcak ve bereketli

temmuz gibi uçsuz bucaksız

 

bir oğlum olacak adı Temmuz

dilinde en güzel sesi Türkçemin

kulağı en yiğit şarkılarla delik

korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı

vivaldi'yi dinler gibi okuyup anlayacak

ve belki de sütdişleri sürerken balaban bir bursa şeftalisine

ay'dan kendi sesini dinleyecek

vahşi bir çiçek gibi açılmış gözleriyle

 

ben ki yalınayak bastım kızgın dişlerine açlığın

iri bir çizme gibi Balkanlar'a basarken faşizm

dağlarda silah atmayı sevdim

ben ki silah taşıdım gizli gizli

dünyanın bütün devrimlerine

boşuna dönmüyor bu rotatifler

boşuna bağırmıyor bu kara

boşuna dinlemiyor bu korku kapımızı

anamın ak sütü gibi biliyorum ki

doyumsuz günlere doğacak Temmuz

doyumsuz günler görecek

hani şu hep andıkça sızlatan yüreğimizi

hani şu hep dalıp dalıp gittiğimiz andıkça

beklediğimiz beklediğimiz beklediğimiz

ve tam görecekken göçüp gittiğimiz günler gibi günler

ama mutlaka

 

karataşın göbeğinde aşk

karataşın göbeğinde barış

karataş çatladı çatlayacak

ben direndim yorulmadım

o yorulup yıkılmayacak…”

 

dediği, daha doğmadan adını koyduğu Temmuz’un babası, Azime teyzemin kocası, ADAM’ların en hası…

 

*****

 

26 Şubat 1994’te, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en önemli yazarlarından, dizisinden tanıdı Türkiye, hani şu “Küçük Ağa”nın yazarı, kıymeti pek bilinmeyen, pek tanınmayan… Tarık Buğra…

 

*****

 

Hepsi göçtü gitti bu dünyadan. Arkasında kıymetli üretimlerini, insan duruşlarını bırakarak. Yine, yeniden yaşanacaksa yaşanacak bize hediye günden, 26 Şubat 2025 Türkiye’sinden, hepsine minnet ve saygıyla…



ARŞİV YAZILAR