İlkay Adalıoğlu | Dar Alanda Kısa Nefesler | Güney Gazetesi Mersin
İlkay Adalıoğlu

Dar Alanda Kısa Nefesler


Savaşın gölgesinde bi yerlerde umudu yeşerten bi şey olmalı.

Sanat gibi…

 

Oscar ödüllü ‘Piyanist’ filmindeki hafızalarımıza mıhlanan o sahne geçiyor böyle zamanlarda gözümden. Yüksek rütbeli Nazi, harabeler arasında Wladek Szpilman’ı görür, kim olduğunu sorar, açlıktan ve kaçmaktan bitap düşmüş olan zavallı genç adam: ‘piyanistim!’ der. Tam da kadrajda yıkıntılar arasında kuyruğu kırılmış bir piyano görünür. Albay tozlu bir koltuğa kalın, gösterişli paltosunu düzelterek oturur ve ‘o zaman çal!’ diye seslenir. Uzun süre titremesine, parmaklarına söz geçiremeyen Szpilman, birkaç dakika sonra muhteşem Chopin Nocturne C Sharp Minor’e başlar. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Vurduğu her notadan sonra Nazi yüksek rütbelinin yüzündeki sert ifade, yumuşaarrr. Eser bittiğinde yüzü aydınlanmış, rahatlamış görünmektedir.

 

O günden sonra piyaniste her gün kumanya getirerek hayatta kalmasını sağlar. Tek istediği birkaç şarkıyı huşu içinde dinlemektir. Öyle ki üzeri Nazi rütbeli paltosunu bile bu kaçak adama verir. Ne ironidir ki sistematik Hitler zulmüne maruz kalan Szpilman’ı azgın soğuklarda bu palto korur.

 

Ve filmin unutulmaz finaline damga vurur.

 

 

Sanat, birini hayatta diğerini ayakta tuttu.

İşte olayı bu.

…İyileştirici gücü…

 

Zor zamanlardan geçiyoruz yine. Olmaz dediklerimizi yaşıyoruz. Yanı başımızda korkunç katliama tanıklık ederken zaten zor şartlar her gün ağırlığını artırıyor.

 

Fanusu olmalı insanların başka çaresi kalmadı. Bazen her şeyden uzakta orda yaşamalı. Kirlilikten nasibini almadan tadını çıkarmalı.

 

Voleybol bu anlamda beni hayattan koparmayı başardı. Fakat ülkenin irini çok geçmeden burayı da zehirledi. Şimdilerde Sultanlar Ligi’nde en çok transferler gündemde. Oyuncular, Boskovic gibi yıllarca hizmet ettikleri takımlarına veda ederek ezeli rakiplerle el şıkışıyor. Yerli yabancı tüm oyuncuların kafası karışık görünüyor.

 

Eczacıbaşı’nın geçtiğimiz hafta Milano karşısında uğradığı hezimet, bunu ortaya koydu. 3-0 net mağlubiyet bir yana oyuncu ve özellikle başantrenörün salona bile yansıyan gergin hali, köklü bir kulüp adına ayrıca üzücüydü.

 

Yakın zamanda rövanş maçında izleyeceğiz hep beraber. Bir mucize olmazsa Eczacıbaşı hazin şekilde CEV Avrupa Şampiyonası’na erken veda edecek. Siz bu yazıyı okuduğunuzda ise Türk derbisi sonuçlanmış olacak. Yüksek olasılıkla Fenerbahçe Vakıfbank’ı geçerek yarı finale adını yazdıracak.

 

Öyle görünüyor ki finalde Conegliano, Scandicci, Milano ve Fenerbahçe mücadele edecek. Bu da muhteşem karşılaşmalar, fevkalade ralliler izleyeceğimiz anlamına geliyor.

 

Madem;

“ Dünya sığmıyor insana

  yüzlerdeki, yüreklerdeki maske

  Parada kir, suda klor, havada nem, toprakta zehir

  Yüksek borsa, alçak basınç

  Ve kanun hükmünde ihanetler,

  sahtekar jestler

 

  İnsan sığmıyor insana…”

 

O zaman daha çok sığınmalı müziğe, şiire, bi filme, güzel doğa olaylarına…

 

Bizi sanat kurtaracak.



ARŞİV YAZILAR