İlkay Adalıoğlu | Kızmak Sana Yakışıyor | Güney Gazetesi Mersin
İlkay Adalıoğlu

Kızmak Sana Yakışıyor


Lanetli bir virüstür darbeler, her nesle en az bir kez çocuklukta bulaşır.

Ancak bu çağın virüsü amansız çıktı, mutasyon geçirip yeniden peydah oluyor. 

Öylesi talihsiz kuşağız ki farklı zamanlarda bambaşka iklimlerde ve değişik stillerde karşımıza çıkıyor.

İlkinde çocuktum. Sürgünler, kaçışlar, üzüntü ve ağıtlar hatırlıyorum. Bir de babamın yüzlerce kitabı yakışını. Çok ağlamıştık. Unutamam ablamın “yakmayın!” feryadını.

İkincisinde yani 15 Temmuz’da  erişkindim haliyle. “Söz konusu darbe ise babamdan daha iyi kim bilebilir ki?” düşüncesiyle telefona sarılmıştım.

“Tv kanallarının yayınladığı darbe mi olur? Git yat!” demişti.

İnsan sevdiği birini kaybettiğini, birlikte yaptığı şeyleri artık yalnız yapmak zorunda kalınca anlıyor. Mesela biz babamla her akşam saat 20’de, Tele1’de 18 Dakika programını izlerdik. Şimdi tek başıma bu alışkanlığı devam ettiriyorum ve babam yerine yorum yapıyorum. Olsaydı ne söyleyeceğini biliyorum.

Ayakta vurulanların kadim coğrafyası, ‘bir garip darbe’ daha yaşadı. Işıklarda uyusun Ferhan Şensoy’un dediği gibi: Acaba bugün ne olacak diye kalkıyoruz. Bu kadar da olmaz artık diyerek yatıyoruz.

Aslında bir süredir darbenin ayak sesleri duyuluyordu. Önce ilçe belediye başkanları tutuklandı, sarayın korktuğu tepki gelmeyince sıra ‘turpun büyüğüne’ geldi. Şimdi ise başta gençler olmak üzere milyonlarca kişi ayaklandı. Ülkenin gençliği, muhalefeti şekillendirdi, arkasından sürükledi. Partilerin üstlenmesi gereken sorumluluğu yüklendi.

“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” sözündeki yücelik, yükseldi.

Gezi Direnişinde aklımda kalan en güzel pankartlardan biri “Kızınca çok güzel oluyorsun Türkiye” idi.

 

 

İnsan bu manzara karşısında umutlanmadan edemiyor.

Tam Cahit Külebi’nin

“Anladım bu şehir başkadır

 Herkes beni aldattı gitti

Yine kamyonlar kavun taşır

Fakat içimde şarkı bitti”

dizelerini içimden hüzünle okurken şimdi yeni bir şarkı başladı. Tek başına refah olmayacağını ancak birleşirsek karanlığı yırtacağımızı toplum anladı.

Böyle süreçleri severim. Turnusol kâğıdı gibidir. Otokratı, demokratı belli eder, açığa çıkarır.

Madem Büyük Usta Ferhan Şensoy’u andık yine onun muhteşem saptamasıyla final yapalım:

“Çok faşist bir yağmur yağıyor.

 Sanırım kocaman bir şemsiyenin altında toplanma zamanı geldi!”



ARŞİV YAZILAR