Prof. Dr. Erkan Aktaş  | Ramazan’da Tüketim, İsraf: Yoksullara Yardım ve Kitlesel İftar Sofraları | Güney Gazetesi Mersin
Prof. Dr. Erkan Aktaş 

Prof. Dr. Erkan Aktaş 

Ramazan’da Tüketim, İsraf: Yoksullara Yardım ve Kitlesel İftar Sofraları


Ramazan ayı, geleneksel olarak manevi değerlerin öne çıktığı bir ay olarak düşünülür. Ancak, bu ayda gerçekleşen gıda tüketim alışkanlıklarındaki değişimler ve bunların ekonomik etkileri, Ramazan ayının maneviyatıyla bağdaşmayan bir sonuç ortaya koymaktadır. 2012 yılında yayınlanan ve Mersin’de Ramazan ayında yapılan anketlere dayanan ve Türkiye’de alanında bir ilk olan akademik bir çalışmada bu durumu yakından gözlemledik. Hanehalkları ile yapılan anketler, Ramazan ayında gıda harcamalarının yaklaşık yüzde 10 oranında arttığını ortaya koyarken, özellikle orta ve yüksek gelir gruplarında israf riskine de dikkatlerimizi çekti.   

 

 Gıda Tüketimi Artıyor, İsraf Riski Büyüyor

 

Araştırmaya göre, Ramazan’da iftar ve sahur sofraları daha özenli hazırlanıyor ve çeşitlilik artıyor. Bu durum, özellikle orta ve yüksek gelir gruplarında gereğinden fazla gıda alımına ve tüketilemeyen yiyeceklerin israf edilmesine neden olabiliyor. Çalışma, bu gruplarda israf riskinin daha yüksek olduğunu vurguluyor. Öte yandan, düşük gelirli ailelerde ise tüketim daha kontrollü ve ihtiyaç odaklı gerçekleşiyor.

 

Gıda Fiyatları Neden Artıyor?

 

Ramazan’da gıda fiyatlarındaki artışın temel nedeni, talepteki ani yükseliştir. İftar ve sahur sofralarında daha çeşitli gıdalara yönelen tüketiciler, özellikle temel gıda maddelerine olan talebi artırıyor. Bu durum, fiyatların yükselmesine yol açıyor. Ayrıca, üreticilerin artan talebi fırsata çevirerek fiyatları yükseltmesi de etkili oluyor.

 

Yoksulluk ve Dayanışma: Yeryüzü Sofraları

 

Ramazan, yoksulluğun daha fazla hatırlandığı ve yardımlaşmanın arttığı bir dönem. Bu bağlamda, İhsan Eliaçık’ın öncülük ettiği "Yeryüzü Sofraları" projesi, Ramazan’ın paylaşım ve adalet ruhunu somutlaştıran önemli bir örnektir. Bu proje, herkesin eşit şartlarda iftar yapabileceği dev sofralar kurarak, toplumsal dayanışmayı ve yoksullara destek olma bilincini ön plana çıkarıyor. Yeryüzü Sofraları, sadece bir iftar etkinliği değil, aynı zamanda adaletsizlik ve eşitsizlikle mücadele eden bir harekettir.

Ancak bu tür yardımların yıl boyunca sürdürülmesi gerekiyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yıl boyu çorba dağıtımı gibi uygulamalar, bu anlamda örnek teşkil ediyor. Bununla birlikte, ilçe belediyelerinin yaptığı kent lokantaları da anlamlı bir proje. Ancak bu tür etkinliklerin artırılması ve reklamının yapılmaması gerekiyor. Çünkü burada yapılan, toplumun parasını yine topluma geri vermektir. Bu tür uygulamalar, sessiz ve derinden yürütülmeli, gösterişten uzak olmalıdır.

 

Sonuç: Ramazan ayına akademik bir bakış

 

Ramazan ayının tüketim kalıpları üzerindeki etkilerini incelerken, ortaya çıkan manzara bilimsel bir bakışı zorunlu kılıyor. Eğer Ramazan, bir yanda israfı artırırken, diğer yanda yoksulluğu daha görünür kılıyorsa, bu durumun üzerinde dikkatle düşünülmesi gerekiyor. Ramazan’ın manevi ve toplumsal dayanışma ruhu, tüketim çılgınlığı ve israf riskiyle gölgelenmemeli.

 

Bu manzara, bize bir uyarı niteliğinde: Ramazan’ın değeri, lüks iftar sofraları ve aşırı tüketimle değil, paylaşım, adalet ve yoksulluğa kalıcı çözümler üretme bilinciyle ortaya çıkabilir.  Aksi takdirde, manevi değerlerin daha da önemli hale gelmesi gereken bu ay, amacından uzaklaşarak sadece bir “tüketim ayına” dönüşme riski taşıyor.



ARŞİV YAZILAR