Ergün Parlat | Taşra mektupları | Güney Gazetesi Mersin
Ergün Parlat

Ergün Parlat

Taşra mektupları


Ben alaylıyım. Yazarken ker/ev/izi uykusundan etmemek için dikkat edilmesi gereken pratik ipuçlarından haberdar değilim. Güvenli liman olan, suya sabuna dokunmayan yazılar ise yavan mı yavan, pek de ipe sapa gelmez şeyler oluyor, bilirsiniz.

***

 

Deniz bozuk.

Sabahın erken saatlerinde

Demir alamıyor bir mavi sandal.

 

Balıkçı kahvesinde

Tavşan kanı çay.

Şimdi tuz, yosun, balık kokulu,

Ürpertici, soluk kesen öyküler dinlemek zamanı,

En çok anlatacak şeyi olan denizcilerden.

 

***

 

Kitaplar satın alıyorsunuz, ama tümünü okumak için değil. Zaten buna zamanınız da yetmez. Bazılarını, o kitaplara sahip olma onurunu kazanabilmek için satın alıyorsunuz.

 

Dürüstlük kuşkusuz çok büyük bir erdem, ama ay sonuna doğru birikmiş faturaları birinin ödemesi gerekir.

 

Biz kimiz? Biz, daha fazla gelişmesine engel olunmuş bir yığın kent insanıyız.

 

Taşra, kent ekseninde savrulan yaşamlar, sevgi arayışları, bağlanışlardan kopuşlara fırlatılışlar, durağan/ötelenmiş yaşamlar, burukluklar, bir rüzgar yakalama, önemli birey olma çabaları.

 

Evler yıkılır, insanlar unutulur, sokakların adı değişir.

 

 Bir topluluk için son derecede doğal, yerinde, zorunlu, haklı ve tutarlı görülen bazı ritüeller kimi bireyler üzerinde oldukça önemli yıkımlara yol açabilir.

 

Ülkenin kalkınmasını, ulusun refahını öncelemeyeceksek, neyi önceleyeceğiz?

 

Annesini yitirmiş bir kuş yavrusu, acı ötüşleriyle tüm yuvaların çevresinde dolanarak onu aramaz mı?

 

Yüreğimizi sevgilerle doldurabilmişsek; elimizde avucumuzda hiçbir şeyimiz olmadığı halde, olağanüstü güzelliklerle donatıp, gün ışıklarına boğmak isteriz gecekonduları. Dünyada zalimlerin de olduğunu unutup, giydirip kuşatmak isteriz yoksulları. Onlara yeni bir yol çizebilmek apaydınlık… Hiçbir şeyimiz bulunmasa da, yine de sevmeyi sürdürmek isteriz insanları köylü kentli ayırmaksızın. Dünyadaki tüm kötülüklerin yok olmasını… En ulaşılmaz yıldızları bile insanların ayaklarının altına serebilir miyiz? Sereriz.

 

Unutmayın ki, doğanın çöpü yok. Bunca çöpleri oluşturan bizleriz. Oysa insanların sevdiklerini tüm olumsuzluklardan korumalarından daha doğal ne olabilir ki?



ARŞİV YAZILAR