Ergün Parlat | İplik pazarı | Güney Gazetesi Mersin
Ergün Parlat

Ergün Parlat

İplik pazarı


                Güzel ve saf olan acaba gerçekten öyle mi?

                Hiç istemesek de sık sık yüzlerini görmekten kaçınamadıklarımız, daha iyilerini bulamadığımız için katlanmak zorunda kaldıklarımızdır.

                Yalan dolanla iş görme gırla… Dünya kurulalı beri böyle: Bir ölüler kentinin üzerine bir diriler kenti kuruluyor.

                Alışkanlıklarımızı ve ön yargılarımızı bir aşabilsek çok büyük işler başaracağız aslında.       Her insanın ilkel insanlarınkine özgü bazı alışkanlıkları ve davranış biçimleri var, yüzünü kızartan durumlarda farkına vardığı.

                İnsanlara iyilik yapmak da dahil olmak üzere, toplum içinde alışılmadık ve yanlış anlaşılmaya yatkın davranış biçimlerinin bir bedeli oluyor ve mutlaka ödetiliyor. İnsanlar dürüst insanlardan doğruları dinlediklerinde rahatsız oldukları sürece, düzenbazın krallığı hep yaşayacaktır.

                D. Herbert Lawrens’ın deyimiyle; “Bazı evliliklerde, aynı evde olmanın verdiği alışkanlıkla birlikte uzun zamandır yaşayan iki insanın yaşam biçimi olan boşa dönen değirmenden başka hiçbir şey yoktur”.

                Sevgiyi, güveni, iyiliği çoğaltandır insan olan. Bazı insanlara yakından baktığınızda ise onun aslında bir palyaço olduğunu anlarsınız.

                Medyanın, bir kısım halkın susmasının, bu son derecede maliyetli sessizliklerin hangi bedellerle satın alındıklarının hayalini bile kuramazsınız.

                Hep yanlış yere bakmamızı isterler: “Aaaaa!  Kuşa bak!” Böylece fazla gürültü patırtı çıkarılmadan işler halledilir.

                Borsada yapay fiyat oluşturulması, ivedi ve yüklü bir krediye gereksinimi olan şirket ve girişimcilerin mali durumlarını olduğundan çok daha güçlü göstermeleri, sigortalının da risk olasılığını düşük göstermesi, aldatma ve aldanma örneklerinden. Hilecilerde pek taze yumurta bulunmaz.

Kimi zaman yetkili ağızların suskun kalması bile enflasyonun düşmesi yönünde olumlu bir katkı sağlayabilir.         

                Biliyorsunuz iki kişinin suç kaydına rastlanmaz: 1-Tutuklanmamış olanlar, 2-Yakalanamamış olanlar.

                Güçlü bir sürünün üyesi de olsanız, bu durum size mutlak bir hayatta kalma garantisi sağlamaz. Gerçek tüm çıplaklığıyla apaçık karşınızda duruyorsa, işin içinde bir bit yeniği vardır.

                Yargılayan aslında yargılanmayı en çok hak eden olamaz mı?

                Bazı insanlar pek az şey yaparlar ve eleştirildiklerinde, hiçbir şey yapmayan insanları örnek gösterirler.

 Sınırsız denecek ölçüde güce ve olanağa sahip pek çok insanın, aç bir çocuğu doyurmaktan ne denli uzak olduklarını görüyoruz.                                                                                                   



ARŞİV YAZILAR